Bir kitap okumak ya da bir film izlemek, her zaman heyecan verici bir deneyim olmuştur. Okuduğumuz kitaplardan, izlediğimiz dizi ya da filmlerden bir parça bulmak, hayal kurmak, karakterlerle üzülüp yine karakterlerle gülmek, farklı bir dünyaya dalmak paha biçilmezdir. Bazı kitaplar vardır ki keşke gerçek olsa deriz, yine bazı kitaplar vardır ki keşke yaşanmamış olsa deriz. İyisi ve kötüsüyle tüm gerçekleri detaylarıyla önümüze seren gerçek hayat hikayelerini anlatan kitapları senin için derledik. İyi okumalar! 🙂
Betty Mahmudi- Kızım Olmadan Asla
Evladı için mücadele eden bir annenin yürek burkan gerçek yaşam öyküsü. Amerika’da ve Avrupa ülkelerinde haftalarca çoksatanlar listesinde bir numarada kaldı! Sadece Fransa’da 2 milyonun üstünde okundu! Tüm dünya bu kitabı konuştu! Filmi bazı Müslüman ülkelerde yasaklandı! Betty Mahmudi’nin hayatı, kocası ve kızıyla İran’a yaptıkları aile ziyareti ile kâbusa döndü… Artık önünde iki seçenek vardı: Ya kızını bırakıp kendi ülkesine dönecek ya da kızı için ölümü göze alacak!
–Tanıtım Bülteninden
Alex Klaits- Aşkta ve Savaşta Bizim Hikayemiz
‘Afganistan denince aklımıza hep savaş, vahşet, çeteler arası çarpışma, Taliban, savaş tacirleri, uyuşturucu, havaya uçurulan Buda heykelleri ve terörle mücadele gelir. Gulchin Gulmamadova-Klaits ve Alex Klaits’e, bize Afganistan’dan yükselen gerçek kadın ve erkek seslerini duyurdukları için ne kadar teşekkür etsek azdır. Bu öyküleri anlatanlar arasında, yaşlılar ve gençler, doktoralılar ve okuma yazma bilmeyenler, yoksllar ve zenginler var. Burada müthiş bir insanlık dramıyla, acıyla, zulümle, her şeye rağmen dayanma gücüyle, umutla ve yer yer mizahla karşı karşıyayız. Afganistan’ın koşulları kendine ne kadar yabancı ve uzak gelirse gelsin, her okur bu öykülerdeki ortak insani değerleri fark edecek, bu acımasız koşullar altında bu insanların nasıl olup da onurlarını koruyabildiklerini, hatta sağ kalabildiklerine hayret edecektir. Afgan halkının azmi ve insancıllığı bizi harekete geçirmelidir ki ne bu kişiler ve çocukları ne de başka ülkelerin halkları bir daha hiçbir zaman böyle bir acı yaşamasın.’
–Tanıtım Bülteninden
Antonio González Iturbe- Auschwitz Kütüphanecisi
14 yaşındaki Dita, Auschwitz’de Naziler tarafından esir alınan pek çok tutsaktan biridir. Anne babasıyla birlikte Prag’daki Terezin gettosundan alınan Dita, kampta rutin hayatın bir parçası haline gelen dehşet ve korkuya uyum sağlamaktadır. Çocuklar ve ailelerin bir arada kalmasına izin verilen 31. blokta mahkûmlar gizli bir okul kurmuştur fakat kitapların kesinlikle yasak olduğu kampta, attıkları her adıma dikkat etmeleri gerekir. Alman asıllı bir Yahudi olan blok sorumlusu Fredy Hirsch, bir gün Dita’ya mahkûmların muhafızlardan gizleyerek içeri soktukları kıymetli sekiz kitaptan bahseder ve ondan bu kitaplarla ilgilenmesini, onları korumasını ister. Daima sayfaların ve içinde barındırdıkları farklı hayatların büyüsüne kapılmış olan Dita bu teklifi hiç düşünmeden kabul eder ve Auschwitz’in kütüphanecisi olur.
Şiddete, kötülüğe ve en önemlisi korkuya boyun eğmeyen, korkunç savaş ortamında tek silahı kitaplar olan insanların cesaretine, gücüne ve hiç kaybetmedikleri umuda dair bir direniş öyküsü.
–Tanıtım Bülteninden
Mende Nazer- Köle
“Sen kendini kim sanıyorsun ki?” dedi evin hanımı Rahab, “Dur da sana izah edeyim. Sen bir abdasın, yani bir köle. Abda. Abda. Bu ne demek, biliyorsun değil mi? Bir abda olduğunu asla unutma!” “Hayır, ben Mende’yim” diye karşılık verdim ona yavaşça. Abda kelimesinin ne anlama geldiğine dair en küçük bir fikrim dahi yoktu. Nuba dağlarında abda bir kız ismi olduğu için, ismimi karıştırmış olabileceğini düşünüyordum. Rahab alayla güldü. “Adının Mende olduğunu biliyorum. Fakat bunun dışında bir abdasın. Bunun ne demek olduğunu biliyor musun?” “Hayır, ben Mende’yim” diye tekrarladım bir kez daha. İşte o anda aklıma babamın Nuba dağlarında Arapların Shimii köyünü bastıklarını ve kızları köle olarak kaçırdıklarını anlatması geldi. Artık Rahab’ın neden bana abda dediğini anlıyordum. Ben Rahab’ın kölesiydim!
–Tanıtım Bülteninden
Nevâl El-Seddavi- Sıfır Noktasındaki Kadın
Dünya’nın herhangi bir köşesinde herhangi bir insan sıfır noktasında kıskıvrak bekliyor. Umutsuz, çaresiz, ölümle yaşam arasındaki sınırda. Neval El Seddavi, ölüm hücresinde “cinayet” zanlısı Mısırlı fahişe Firdevs’le konuşuyor. Firdevs’in anlattığı yaşam öyküsünü aktarıyor bize. Bu dünyada kadın olmanın, “fahişe” olmanın ne anlama gelebileceğini okuyoruz bu “içe işleyen” yaşam öyküsünde. Sıfır noktası neresidir?
–Tanıtım Bülteninden
Sinan Akyüz- Aşk Meclisi
Bir Eroinmanın Gerçek Günlüğünden Uyuşturucu Gerçeğini Tüm Çıplaklığıyla Göz Önüne Seren Çarpıcı ve Sarsıcı Bir Yaşam Öyküsü! Bu kitapta bir eroinmanın dilinden yaşam, ölüm ve aşk arasındaki paradoksu okuyacaksınız. Hangisi daha büyük suç? Eroinman olmak mı? Eroinman olmaya sebep olmak mı?
–Tanıtım Bülteninden
Sinan Akyüz‘ün gerçek hayattan uyarlanmış tek kitabı da bu değil. Yazdığı kitaplar genellikle gerçek olayları içeriyor. Bu kitaplar arasında en etkileyici olanlardan bir tanesi de “Sevmek Zorunda Değilsin Beni” adlı eseridir.
Burçak Çerezcioğlu- Mavi Saçlı Kız
Burçak Çerezcioğlu, 16 yaşında lösemiden öldüğünde, cesareti, sevgiyi ve yaşamı tanıyordu.
Bu kitapta, kısa bir yaşamın kederini, güzelliğini acısını, bir savaşı okuyacaksınız.
Ne yazıktır ki kurmaca olmayan bir hayatın öyküsünü.Bir babaya, bu dizeleri yazdırmış bir hayatın.
Sabahları
Hasta uyanmanı istiyorum.
Hastaysan eğer
Yaşıyorsun demektir.
–Tanıtım Bülteninden
William Kamkwamba& Bryan Mealer- Rüzgarı Dizginleyen Çocuk
Rüzgârı Dizginleyen Çocuk geçim sıkıntısı, kıtlık ve salgın hastalık gibi hayatın zorlu koşullarıyla mücadele ederek bunları geride bırakmayı başaran dâhi bir çocuğun olağanüstü hikâyesi.
–Tanıtım Bülteninden
Kitabın aynı zamanda aynı isimde filmi de bulunuyor.
James Bowen- Sokak Kedisi Bob
Sokaklarda yaşayan James Bowen yaralı bir sarman bulduğunda hayatının ne denli değişeceğini bilmiyordu. Kıt kanaat geçiniyordu ve son ihtiyacı olan şey bir kediydi. Oysa tanıştıktan sonra ayrılmaz bir ikili oldular ve birbirlerinin yaralarını sardılar. Sokak Kedisi Bob herkesin yüreğine işleyecek, umut dolu ve sıcacık, gerçek bir hikâye
–Tanıtım Bülteninden
Kitabın aynı zamanda filmi de bulunuyor.
Frank Mccourt- Angela’nın Külleri
Ekonomik kriz sırasında, Amerika’ya yeni gelmiş bir göçmen ailesinin çocuğu olarak, Brooklyn’de dünyaya gelen ve İrlanda’nın Limerick kentindeki yoksul mahallelerde büyüyen Frank McCourt’un anıları böyle başlıyor. Frank’ın babası Malachy, genellikle çalışmadığı, çalıştığı zamanlar da aldığı parayı içkiye yatırdığı için, annesi Angela’nın çocuklarını bakıp besleyecek parası yoktur. Ancak aynı Malachy, sorumsuz ve garip bir adam olmasına karşın, Frank’ın hikâye yazma yeteneğini ortaya çıkaracaktır. Frank, babasının, İrlanda’yı kurtaran Cuchulain hakkında anlattığı hikâyelerle, annesine bebekler getiren, Yedinci Basamaktaki Meleğin hikâyesiyle büyür.
–Tanıtım Bülteninden
Christy Brown- Sol Ayağım
Christy Brown, beyin felcinin bir kurbanı olarak dünyaya geldi. Buna rağmen, yardıma muhtaç bu küçük bebek, İrlanda edebiyatının devleri arasında yerini alacak bir yazarın muhteşem hayal gücünü ve duyarlı zekâsını barındırmaktaydı. Bu, Christy Brown’ın kendi hikâyesidir. Yazarın, sol ayak parmaklarıyla yazmayı, resim yapmayı ve daktilo kullanmayı öğrenmek için çocukluğunda gösterdiği mücadeleyi anlatmaktadır. Bu tarzda yazdığı diğer bir kitabı “Down All The Days” en çok satan kitaplar arasına girmiştir.
–Tanıtım Bülteninden
Gülseren Budayıcıoğlu- Günahın Üç Rengi
Genç ve yakışıklı bir gencin mazoşizmin acısıyla renklenmiş dünyası… Bu acıdan alınan haz, ölüme yaklaştıkça hissedilen doyum… Yaşlı, göbekli bir holding patronunun cinsel tercihi nedeniyle varoşların kasketli orta yaşlı erkeklerinde aradığı yakınlık… Üç kuşak boyunca sürüp gelen fahişeliğin kadının ruhunu paramparça edişi… Dr. Gülseren Budayıcıoğlu bu kitapta insan denen muhteşem ve bir o kadar da karmaşık varlığa ait sahici yaşam hikâyeleri sunuyor. Bazen dehşete kapılacak, çoğu zaman da hüzünleneceksiniz..
–Tanıtım Bülteninden
Kırmızı Oda isimli tv dizisiyle son zamanlarda adını sık duymaya başladığımız bir yazar. Ayrıca “Madoalyonun İçi, Hayata Dön” eserleri de gerçek hayat hikayelerini anlatıyor.
Franz Kafka- Milena’ya Mektuplar
Milena’ya Mektuplar; çeviriler ile başlayan, yaklaşık 2 yıl sürecek mektuplaşmalarla örülen ve sonunda kangren haline gelecek bir aşkın hikayesidir.
–Tanıtım Bülteninden
Mektuplardan oluşan kitaplar bununla sınırlı değil elbette. Nice aşklar, hayatlar çeşitli kitaplarda mektuplarla derlenmiştir.
Gary Small& Gigi Vorgan- Bir Psikiyatristin Gizli Defteri
Terapi koltuğunun ardındaki sırlar Hep onlar mı bizi dinleyecek? Bu sefer geçmişini anlatan bir psikiyatristin ta kendisi. Koltuğa oturun ve kulak kabartın. Dr. Gary Small’un, Boston’un kalabalık acil servis koridorlarından Los Angeles’ın golf sahalarına uzanan hikâyesinde karşılaştığı vakalar kimi zaman tuhaf, kimi zaman da gizemli, ama hepsi gerçek. Akıl hastalıklarının ilginç dünyasına kapı aralayan Bir Psikiyatristin Gizli Defteri sizi çok şaşırtacak…
–Tanıtım Bülteninden
Anne Frank- Anne Frank’ın Hatıra Defteri
Bu hatıralarda, her an Naziler tarafından yakalanma tehlikesi altında yaşayan bir grup insanın çektiği çilelerin yanı sıra, genç kızlığına yeni adım atan Anne’ın çekingenliklerle, küçük kaçamaklarla tomurcuklanan sevdası da anlatılıyor. Şartların acımasızlığına karşın yaşama gücünü yitirmeyen Anne Frank’ın hikâyesi Can Yücel’in kendine has sesiyle aramıza karışıyor.
-Tanıtım Bülteninden
Sen de aklına gelen kitapları yorumlarda bizimle paylaşmayı unutma! 🙂
Daha fazla bu tarz içerik için Edebiyat kategorimize göz atabilirsin. Ayrıca aramıza katılmak istersen Listeliyoruz Instagram adresinden bize mesaj atabilirsin❤️
Sadece 28.