Bugün seni, tarihin en ünlü gemilerinden biri olan Titanic’in hikayesine götüreceğiz. Hazırsan, okyanusun derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkalım!??

Titanic Nedir?

Titanic, 1912 yılında İngiltere’den Amerika’ya gitmek üzere yola çıkan devasa bir yolcu gemisiydi. Dönemin en büyük ve en lüks gemisi olarak ün salmıştı. Eminiz ki, sen de o dönemde yaşasaydın, Titanic’in “batmaz” olarak adlandırıldığını duymuş olabilirdin! Yine de maalesef bu unvanı çok uzun süre taşıyamadı.

Titanic’in hikayesi, 10 Nisan 1912’de Southampton limanından başladı. 2.224 yolcusu ve mürettebatıyla birlikte Atlantik Okyanusu’na açıldı. İlk birkaç gün her şey yolundaydı; gemi, ihtişamlı yemek salonları, lüks kamaraları ve sosyal alanlarıyla yolcularına harika bir deneyim sunuyordu. Taa ki;14 Nisan gecesine kadar, işte o gün her şey değişti.

O gece, Titanic bir buzdağına çarptı. Bu çarpışma, geminin su geçirmez bölmelerine zarar verdi ve Titanic hızla su almaya başladı. Geminin batışı yaklaşık olarak üç saat sürdü. Kurtarma filikaları yetersizdi ve birçok yolcu, toplamda 1.500’den fazla insan bu trajedide hayatını kaybetti. Bu olay, gemi güvenliği konusunda büyük bir dönüm noktası oldu. Titanic’in hikayesi, birçok filme, kitaba ve belgesele konu oldu.

Titanic Hakkında Ortaya Atılmış İlginç Komplo Teorileri

İşte böyle, Titanic’in kısa ama unutulmaz hikayesi. Şimdi gelelim Titanic hakkında ortaya atılmış olan komplo teorilerine!

Mumya Tarafından Lanetlenmiş Olması

Titanic kazasından sağ kurtulan bazı yolcular, İngiliz gazeteci ve yazar William T. Stead’in gemide bir lanetli mumya hikayesi anlattığını hatırlıyor. Stead, yanındaki yolculara eski Mısır’dan gelen ve talihsizlik, yıkım ve ölümle ilişkilendirilen lanetli bir mumyanın öyküsünü paylaşıyordu. Bu hikaye, gemideki pek çok kişi tarafından merakla dinlendi. Üstelik, bu sohbetten yalnızca birkaç saat sonra Titanic, Atlantik Okyanusu’nun soğuk sularına gömüldü!

Lanetli mumya teorisine göre, bu mumya gemide bulunuyordu ve geminin batışına neden olan kötü şansın kaynağıydı. Kazadan kurtulan bazı yolcular, geminin batışı sırasında akıllarına gelen son şeyin bu lanetli mumya hikayesi olduğunu belirttiler.

Aslında Batmadı?

Şimdi bahsedeceğimiz teoriye göre; Titanic’in inşasını üstlenen White Star Line şirketi, herkese büyük bir oyun oynamış olabilir! RMS Olympic, Titanic’le aynı dönemde ve aynı firma tarafından üretilmişti. Olympic, denize açıldıktan birkaç gün sonra ciddi bir kaza geçirdi ve ağır hasar aldı. Bu hasarın tamiri için büyük miktarda para gerekiyordu ve bu, Titanic’in inşasının tamamlanmasını tehlikeye atıyordu.

İşte burada komplo teorisi devreye giriyor. İddiaya göre, White Star Line şirketi, gemilerin isimlerini değiştirdi ve Titanic olarak bilinen gemi aslında Olympic’ti. Bu değişim, şirketin zararını telafi etmek ve Olympic’in tamir masraflarından kurtulmak amacıyla yapılmıştı. Bu teoriye inananlara göre, gerçek Titanic tersaneden hiç çıkmadı ve denize açılmadı.

Peki, bu teori ne kadar gerçekçi? Tarihçiler ve denizcilik uzmanları bu iddiaları genellikle reddediyor. Ancak Titanic’in hikayesinin etrafında dönen bu tür komplo teorileri, insanların hayal gücünü harekete geçiriyor ve trajediyi daha da gizemli hale getiriyor.

 JP Morgan Bilerek Batırdı

Sıradaki komplo teorisine göre, JP Morgan gemiyi bilerek batırmış olabilir. Morgan’ın, o dönemde Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bankacılık sistemi üzerinde büyük etkisi vardı ve rakipleriyle de çekişmeleri bulunuyordu. Bazı teorisyenlere göre, Titanic’in batırılmasıyla Morgan, rakiplerini etkisiz hale getirmeyi veya belirli bir politik amaç için bir operasyon düzenlemeyi planlamış olabilirdi.

Elbette bu iddialar ciddi bir şekilde tartışılıyor ve tarihçiler tarafından genellikle reddediliyor. Titanic’in batışının bir dizi insan hatası, teknik zayıflıklar ve doğal etmenlerin bir sonucu olduğu kabul ediliyor. Ancak komplo teorileri, olayın etrafında dönen gizemleri ve insanların hayal gücünü harekete geçiriyor.

Günlerdir Süren Yangın

Titanic’in sefer öncesi kömür ocaklarının bulunduğu bölümünde bir yangın başladı ve bu yangın gemi sefere çıkmadan önce günlerce devam etti. Ancak yetkililer, sefer tarihini değiştirmeyerek Titanic’in denize açılmasına izin verdi. Yangın, geminin çarpışma anında daha fazla hasar almasına ve sonunda batmasına neden oldu. Bu teoriye göre, Titanic’in dış yüzeyindeki siyah leke, o dönemde anlaşılamayan bir işaret olarak kaldı. Bazılarına göre bu leke, yangının geminin içinde ne kadar süredir devam ettiğinin bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Ayrıca, geminin çarpışma sırasında maksimum hızla seyrettiği ve bu durumun da yangının kontrol edilemez hale gelmesine neden olduğu öne sürülüyor. Geminin bu hızla ilerlemesi, buzullarla dolu bir bölgede seyir etmesine rağmen alınmış zorunlu bir karar olarak değerlendiriliyor.

Denizaltı Saldırısı

Teoriye göre, Titanic’in batışı aslında bir Alman denizaltısı tarafından yapılan saldırının sonucu. Bu iddiayı destekleyen bazı önemli noktalar bulunuyor. Kazadan sağ kurtulan bazı yolcular, çarpışma anında herhangi bir gürültü duymadıklarını ancak kaza sonrası geminin dibinden dört adet patlama sesi işittiklerini iddia ettiler. Bu patlama seslerinin, gemiye gönderilen denizaltı füzelerine ait olduğu öne sürülmüştür.

Teorinin bir diğer dayanağı ise o dönem Almanya’nın, kendi egemenliği altındaki deniz bölgelerini savaş alanı ilan etmesidir. Alman denizaltıları, bu bölgelerde müttefik ülkelerin deniz araçlarına saldırmaktan çekinmemişlerdir. Dolayısıyla, Titanic’in batışının ardında bir Alman denizaltısının olduğu fikri, bazı komplo teorisyenleri tarafından ciddi şekilde değerlendirilmiştir.

Kullanılan Malzemelerin Kalitesiz Oluşu

Son teorimize göre; Titanic’in üreticisi olan Harland and Wolff şirketi, geminin bazı kısımlarında çelik yerine daha ucuz olan demir malzemeler kullanmış olabilir. Bu, geminin dayanıklılığını önemli ölçüde azaltacak bir durumdur. Bazı uzmanlara göre, geminin ilgili bölümlerinde çelik kullanılsaydı, Titanic çarpışma sonrası daha uzun süre ayakta kalabilirdi ve belki de yüzlerce insanın hayatı kurtulabilirdi.

Komplo teorisyenlerinin iddiaları, özellikle geminin çarpıştığı buzdağına dayanamamasının ardında yatan potansiyel bir neden olarak dikkat çekiyor. Eğer geminin yapısal dayanıklılığı daha yüksek olsaydı, belki de faciadan kaçınılabilirdi.

Sen bu konu hakkında ne düşünüyorsun? Yorumlarda buluşalım! ❤️

Ayrıca daha fazla bu tarz içerik için Suç ve Gizem kategorimize göz atabilirsin. Aramıza katılmak istersen Listeliyoruz Instagram adresinden bize mesaj atabilirsin?

Loading

Yazan:

Alev Ateş

Sadece 28.