Bilindiği gibi şizofreni; bir kişinin davranış, hareket ve gerçeği algılayış şeklini çarpıtarak değiştiren, aile ve sosyal yaşantısını etkileyen psikiyatrik bir hastalıktır. Günümüz sanat dünyası, çeşitli zihinsel ve duygusal deneyimlere sahip sanatçılar tarafından şekillendirilir. Şizofreni gibi ilginç bir zihinsel rahatsızlık da resim dünyasına etkisiyle dikkat çeker. Şizofreni hastaları; gerçeklik algılamasında bozukluklar, düşünsel karmaşıklıklar ve duygusal dalgalanmalar yaşar. Yine de bu hastalık bazı ressamlar için yaratıcılık ve sanatsal ifade açısından benzersiz bir pencere sunmuştur.
Resim ve Şizofreni
Şizofreni hastalığının resim sanatına etkileri farklılık gösterebilir. Bazı hastalar, bozulmuş algılarını tuvale yansıtarak gerçeklikle bağlantılarını kaybetmeden yaratıcı bir yolculuğa çıkabilirken; bazı ressamlar ise tuval üzerinde kendilerine özgü ve sıra dışı bir dil yaratarak hastalıklarının etkisiyle ortaya çıkan düşünsel karmaşıklıklardan faydalanabilir.
Şizofreni Hastası Olan Ressamlar
Vincent Van Gogh
Şizofreni hastalığıyla mücadele eden en bilindik isim, Vincent Van Gogh’tur. Ünlü Hollandalı ressam Vincent Van Gogh, şizofreni hastalığıyla mücadele ederken eserlerinde kendine özgü bir ifade biçimi geliştirmeyi başarmıştır. Duygusal dalgalanmaları, renkler ve fırça darbeleriyle tuvale yansıttı ve bu sayede benzersiz bir sanat anlayışı ortaya çıkarmıştır.
August Natterer
August Natterer, şizofreninin etkilerini soyut ve sembolik eserlerinde yansıtan bir örnektir. Ressam, hastalıklarının etkisiyle sanatsal ifadelerinde farklılık ve derinlik yaratmışlardır.
Louis Wain
Şizofren ressamların en bilineleri arasında İngiliz sanatçı Louis Wain yer alır. Bunun sebebi; yaptığı sıra dışı kedi resimleriyle tanınması. Louis Wain’in eşi, meme kanserine yakalanınca ressam, onu güldürmek için kedi çizimleri yapmaya başladı. Çizmiş olduğu resimler eşini güldürmeye yetse de, eşi hayatını kaybetti ve ünlü ressam tek başına kaldı. O esnada Birinci Dünya Savaşı da patlak verdi ve Wain içine kapandı. Girmiş olduğu psikoz döneminden çıkamadı ve hastalığı zamanla şizofreniye dönüştü. 57 yaşından sonra gelen şizofreni hastalığı onu yaratıcı bir döneme soktu.
Adolf Wolfli
İsviçreli ressam Adolf Wolfli, paranoid şizofreni tanısı almış ve hastaneye yattıktan 4 yıl sonra resim yapmaya başlamıştır. Wolfli’nin yaşadığı dönemde, şizofreni hastalarının sanatçı olamayacağına dair inanışlar mevcuttu. Wolfli ise daha önceden eğitim almadığı halde, hastanedeki çalışmaları ile ilgi çekici eserler ortaya çıkarmış. Bu sayede şizofreni hastalarıyla ilgili bu inanış yıkılmıştır. Ünlü ressam, karakalem ve renkli kalemle dekoratif resimler, desenler yapmaya başlamış ve çeşitli yazılar yazmıştır.
Bryan Charnley
Ünlü ressam, henüz 18 yaşındayken sinir krizleri geçirmeye başlamış ve zaman içerisinde çeşitli halüsinasyonlar görmeye başlamıştır. Charnley, yaşamış olduğu bütün zorluklara rağmen Central School Sanat ve Tasarım Okulu’nu kazanmıştır. Yine de 41 yaşına geldiğinde yaşadığı acılara dayanamamış, son portresini çizdikten hemen sonra intihar etmiştir.
Carlo Zinelli
İkinci Dünya Savaşı sırasında orduda görev yapan Zinelli, şizofreni nedeni ile görevinden çıkarılmış ve 1947’de 31 yaşında iken hastaneye yatırılmıştır. Savaş nedeniyle iletişim yeteneğini kaybetmiştir ve resme yönelmiştir. Şanslıymış ki; akıl hastanesinin içinde sanat stüdyosu açılmıştır ve stüdyoya terapi amacıyla kabul edilmiştir. Eserlerinde; hayvan, çiftlik, asker figürlerine yer vermiştir. Ünlü ressam, o dönemdeki “Art Brut” ressamları arasındadır.
Daha fazla bu tarz öneri için Sanat kategorimize göz atabilirsin. Ayrıca aramıza katılmak istersen Listeliyoruz Instagram adresinden bize mesaj atabilirsin❤️
Sadece 27.