
Bundan tam 87 yıl önce, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk saat 9’u 5 geçe Dolmabahçe Sarayı’nda gözlerini sonsuzluğa yumdu. Biz de Atamızı ona yakışan şekilde, onu hatırlayacak ve hatırlatacak şekilde anmak istedik. Şimdi seni 1938 yılına götürüyoruz.
Hastalığın İlk Zamanları

Dünyanın gördüğü en büyük asker, devrimci ve devlet adamlarından Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1937 yılının ilk aylarından itibaren sağlığında olumsuzluklar yaşıyordu. Öyle ki vücudunda kabarma ve kaşıntılar başlamışken burnu da kanıyordu. Yine de uzun süre hastalığına doğru bir teşhis konulamadı.
O dönemde Hatay meselesi ve Türk Dil & Tarih çalışmaları üzerine işlerine devam eden Atatürk, tüm yaşadığı olumsuzluklara rağmen yoğun temposundan vazgeçmemişti.
Atatürk’ün Biricik Ankara’sına Vedası

Atatürk, hastalığı bir anda şiddetlenince biricik başkenti Ankara’ya veda etmesi gerekti. İstanbul’da sıkı kontrol altında tutulmaya başlandı. Bu süreçte uzun zamandır beklediği Savarona Yatı kendisine hediye edildi. Ağzından şu cümleler döküldü:
Bu yatı bir çocuğun oyuncağını beklediği gibi beklemiştim. Meğer bana bir hastane olacakmış.
Sonraki süreçte ise tek arzusu 29 Ekim’de Ankara’da olmak ve kutlamalara katılmaktı. Ancak ne yazık ki bu son arzusu gerçekleşmedi çünkü yatağından dahi kalkmasına izin yoktu. O gün Atamızı mutlu eden bir olay gerçekleşti. Kuleli Askeri Lisesi öğrencileri, Atatürk’ü görmeye Dolmabahçe Sarayı’nın önüne geldi. O gün duygularına hakim olamadı, gençleri pencere kenarından selamladı.
Dünyadaki Son Dakikaları
8 Kasım gecesi oldukça şiddetli bir nöbet geçiren Atatürk, uzun bir uykuya daldı. Artık herkes Atatürk’ün son saatlerini yaşadığını biliyordu ama elden bir şey gelmiyordu. Son dakikalarında Atatürk kafasını kaldırdı ve yanındaki doktora dikkatle bakarak “Aleykümselam” dedi. Son sözü bu oldu.
Naaşının Taşınması

Atatürk’ün cenaze töreni vefatının ardından tam tamına dokuz gün sonra yapılabiliyor. Bunun nedeni ise nereye defnedileceğinin uzun bir süre netleşmemesi. Ülkemizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, 19 Kasım 1938 Cumartesi günü sabahı, Dolmabahçe Sarayı tören salonunda cenaze namazı kılınıyor. Cenaze alayına ise gözleri yaşlı Türk halkı eşlik ediyor.
“Çıt, çıt, çıt” Seslerinin Yankılanması

Cenaze alayı Karaköy’e geçerken bir anda etraf “çıt, çıt” sesleriyle yankılanmaya başladı. Neden mi? Çünkü gökyüzünden rengarenk düğmeler yağıyordu. Halk, kendi hisleriyle Atatürk’e veda etmek istiyordu.
Gömleklerin ve ceketlerin düğmeleri kopartılarak uğurlamak ise oldukça hüzünlü bir anlam taşıyor: “Ben senden sonra eksiğim“
![]()

Sadece 28.
