
Türk halk bilgesi ve fıkra kahramanı olan Nasrettin Hoca, çocukluğumuzun neşesidir. Güldürürken düşündüren birbirinden güzel fıkraları vardır. Senin için güldürürken düşündüren 6 fıkrasını seçtik. Keyifli okumalar! ☺️
Sizin eve taşınmıyor muyuz?

Nasrettin Hoca’nın evine hırsız girmiş. Gürültüden uyanmış Nasrettin Hoca. Bir de bakmış ki, adamın biri eline her geçeni çuvalına dolduruyor. Kapının arkasına geçip, beklemeye başlamış. Bir süre sonra, hırsız alacağını aldıktan sonra dışarı çıkınca, Nasrettin Hoca da peşine takılmış. Epeyce bir süre sonra hırsız, Nasrettin Hoca’nın peşinden geldiğini görmüş. Sormuş:
-Ne o Hoca Efendi? Gecenin bu saatinde niçin peşimden geliyorsun?
Nasrettin Hoca gülümseyerek yanıtlamış hırsızı:
+Sizin eve taşınmıyor muyuz?
Kokusunu ne yapacaksın?

Adamın biri bir toplulukta, elinde olmadan gaz kaçırmış. Hiç kimse fark etmesin diye de iskemleyi gıcırdatmaya başlamış. Nasrettin Hoca gülümsemiş:
-Sesini benzettin, tamam ama ya peki kokusunu ne yapacaksın?
İpe un serilir mi?

Komşulardan birisi Nasrettin Hoca’ya gelerek çamaşır ipi ister. Nasrettin Hoca vermeye niyetli olmadığı için:
-Sen biraz bekle, karıma bir danışayım, diye yanıtlar. İçeri girer. Az sonra döner:
-Bizim karı ipe un sermiş, der. Adam şaşırır:
+Hocam, der, hiç ipe un serilir mi?
Nasrettin Hoca gülümseyerek:
-Vermeye gönlün olmayınca, elbette serilir, diye yanıtlar.
4Bazı yerleri seçememiş
Nasrettin Hoca bir gece mışıl mışıl uyurken, birden uyanıverir. Sonra dürterek karısını uyandırır:
-Hanım, hanım, çabuk bana gözlüğümü veriver, der. Karısı şaşkın şaşkın:
+Efendi, gecenin yarısında ne oluyor böyle? Gözlüğü de ne yapacaksın? Hiç insan uyurken gözlük takar mı?
Bir yanıt vermez Nasrettin Hoca. Kadın kalkar yataktan, Nasrettin Hoca’nın gözlüğünü bulup getirir. Nasrettin Hoca takar gözlüğü. Yeniden yatarken karısına döner ve şöyle der:
-Çok güzel bir rüya görüyordum ama bazı yerlerini tam olarak seçemedim. İşte bunun için senden gözlüğü istedim.
Ayıp değil mi Hocam?

Akşehir tüccarlarından biri, Nasrettin Hoca’nın yanına gelir. Adam bir mektup verir.
-Hocam, der, bu mektup İran’dan geldi. Bir zahmet bana okursan çok sevinirim…
Nasrettin Hoca mektubu açar ama mektup Farsça yazılmıştır. İçinde tek bir tane bile Türkçe sözcük yoktur. Mektubu sahibine geri verir:
+Farsça yazılmış bu mektup, der, okuyamayacağım. Sen başkasını ara…
Tüccar, Nasrettin Hoca’nın bu sözlerinden hiçbir şey anlamaz. Onu da, kendisi gibi okuması, yazması olmayan biri sanır. Şöyle bir bakar yüzüne:
-Ayıp değil mi sana Hocam, der, bir mektubu nasıl okuyamazsın? Üstelik bir de başına koskoca kavuk geçirmişsin. Elalemden utanmıyorsan, kavuğundan utan bari…
Adamın bu çıkışmasından, bu sözlerinden tepesi atan Nasrettin Hoca, hemen başındaki kavuğu çıkarıp, adamın başına geçirir. Arkasından da:
+Eğer bütün keramet bu kavuktaysa, hadi bakalım, şimdi mektubu sen oku da görelim.
Bunu bilmeyecek ne var?

Nasrettin Hoca’ya sormuşlar:
-Yeni ay çıktığında, eski ayı ne yaparlar Hocam?
Nasrettin Hoca gülümseyerek:
+Bunu bilmeyecek ne var ki, diye yanıtlamış. Kırpıp kırpıp yıldız yaparlar.
Daha fazla bu tarz içerik için Eğlence kategorimize göz atabilirsin. Ayrıca aramıza katılmak istersen Listeliyoruz Instagram adresinden bize mesaj atabilirsin❤️

Sadece 28.