Bilimkurgu evreninin babası olarak da bilinen İngiliz yazar Herbert George Wells, eserlerinde insanlığın geleceğini, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin etkilerini sorgulayıcı yapıda yazan ve fantastik öğelerle dolu hikayeleri ele alır. Görünmez Adam, Zaman Makinesi, Dr. Moreau’nun Adası gibi pek çok eseri ile edebiyaz dünyasına kalıcı bir iz bırakan H.G. Wells hakkında bilmen gerekenleri ve okuman gereken kitaplarını derledik. 📚

H. G. Wells Kimdir?

Herbert George Wells ya da daha çok tanındığı ismi ile H. G. Wells, 21 Eylül 1866 yılında doğmuştur. Sosyalist olduğunu söyleyen H.G. Wells’in çoğu eserinde siyasi ve sosyal yorumlar bulunur. Bilimkurgu dalının öncülerinden sayılır.

1920 yılında günümüzün en önemli insanlık tarihi kitaplarından biri olan Ana Hatlarıyla Dünya Tarihi eserini yayımladı. Üstelik bu kitap Mustafa Kemal Atatürk tarafından “kalıcı dünya barışı için uluslararası hükûmet” görüşü Nutuk’ta yer almıştır. Nutuk’taki konuyla ilgili kısım ise şöyle:

Millete, şunu da hatırlattım ki, kendimizi, dünyaya egemen sanmak aymazlığı, artık sürmemelidir. Gerçek konumumuzu, dünyanın durumunu tanımamaktaki aymazlıkla, aymazlara uymakla milletimizi sürüklediğimiz yıkıntılar yetişir. Bile bile aynı acıklı durumu sürdüremeyiz. Efendiler, İngiliz tarihçilerinden Wells, iki sene evvel yayımlanan, bir tarih yazdı. Yapıtının son sahifeleri “dünya tarihinin gelecekteki evresi” başlığı altında birtakım düşünceler içeriyor. Bu düşüncelerde güdülen konu; “federal bir dünya devleti”dir. Wells, bu bölümde, birleşik bir dünya devletinin nasıl kurulabileceği ve böyle bir devletin önemli ayırıcı niteliklerinin neler olacağı üzerindeki düşüncelerini ortaya atıyor ve adaletin ve tek bir kanunun egemenliği altında dünyamızın alacağı durumu canlandırmaya çalışıyor. Wells, “bütün egemenlikler, tek bir egemenlik içinde eritilmezse, milliyetlerin üstünde bir güç yaratılmazsa dünya yok olacaktır” diyor ve “gerçek devlet, çağdaş hayat koşullarının bir zorunluk haline getirdiği dünya birleşik devletlerinden başka bir şey olamaz.”, “Kuşku yoktur ki insanlar, kendi ortaya çıkardıkları şeyler altında ezilmek istemezlerse er geç birleşmek zorunda kalacaklardır.”

Dünyalar Savaşı Eseri ile Paniğe Neden Oldu

Wells’in meşhur eseri Dünyalar Savaşı, bir radyo tiyatrosu olarak sergilendi. Bu eseri ise halk gerçek sandı ve bu sebepten büyük panik yaşandı.

Mutlaka Okunması Gereken Kitapları

H.G. Wells, hayatı boyunca yüzün üzerinde kitap yazdı. İşte o kitaplar arasında mutlaka okumanız gereken kitaplardan bazıları:

Zaman Makinesi

Victoria dönemi Londra’sında yaşayan bir bilim insanı zamanda yolculuk yapmak üzere icat ettiği makineyle geleceğin İngiltere’sini ziyaret eder. Sekiz Yüz İki Bin Yedi Yüz Bir yılında yaşadığı macerayı bir dost meclisinde anlatır. Geleceğin dünyası ayrıcalıklı insanların; güzel, narin ve tembel Eloi’ların rahat ve kaygısız bir yaşam sürdükleri bir yerdir. Ancak Zaman Gezgini bu macera sırasında çok geçmeden yeraltı dünyasına ait hortlaksı Morlock’ları da keşfetmiştir. Wells, Victoria dönemi İngiltere’sinde varsıllarla yoksullar arasında giderek büyüyen uçuruma yönelik keskin eleştirisinde, tarihin ve gelişmenin anlamını sorgular. Toplumsal adaletsizliğin sürüp gitmesi halinde yol açabileceği felaketlere dair uyarıda bulunur. 1895’te yayımlanan Zaman Makinesi, bilimkurgu edebiyatının köşe taşlarından biri olarak, kuşaklar boyu yazarları etkiledi. 21. yüzyılda yaklaşan çevre felaketlerine ve gezegenimizin yazgısına ilişkin kaygılara dair bir öngörü barındıran eskatolojik boyutuyla güncelliğini bugün de koruyor. (Tanıtım Yazısından)

Görünmez Adam

Soğuk bir kış günü, kimselerin uğramadığı Iping Kasabasına karlar arasından, sargılar içinde, en ufak bir yeri bile görünmeyen tuhaf bir yabancı çıkagelir. Kimdir bu yabancı? Kendi halinde deneyleriyle uğraşan bir bilimadamı mı, polisten kaçmaya çalışan bir kanun kaçağı mı, yoksa bütün o giysilerinin altında bombalar taşıyan bir şüpheli mi? Görünmezliğin kendisine binlerce avantaj sağlayacağını ve istediklerini elde edeceğini sanan yabancı için işler pek umduğu gibi gitmez. Havada uçuşan eşyalar, kaybolan paralar, kimin kime vurduğunun belli olmadığı kavga gürültü arasında gittikçe trajik bir hal alan yabancının öyküsü, toplumun da en az kendisi kadar tuhaf olduğunu ortaya çıkaracak ve sonunda kendisine biçilen rolle dehşet saçmaya başlayan yabancı, belki de ‘yabancılığının’ kurbanı olacaktır. (Tanıtım Yazısından)

Dünyalar Savaşı

Gökyüzünden İngiltere’nin güneyine düşen silindirlerin yarattığı merak hemen sonra yerini korkuya bırakmıştır. Dünya, Mars’tan gelen canlıların istilası altındadır. Henüz ne olduğunu anlayamadan Marslılar tarafından katledilmeye başlayan insanlar, var güçleriyle karşılık vermeye ve direnmeye çalışırlar. Uzaylıların kontrolü altındaki İngiltere’de adsız anlatıcının tanıklıkları, insanlığın kaygı verici ümitsizliğinin ve hayatta kalma mücadelesinin karanlık bir portresini çizer. İnsanlığın Dünya üzerindeki binlerce yıllık hükümdarlığı son mu bulacaktır, yoksa bir kurtuluş ihtimali var mıdır? (Tanıtım Yazısından)

Körler Ülkesi

And Dağları’nın vahşi çorak topraklarında insanların dünyasından elini eteğini çekmiş bir vadi uzanır. Ancak korkunç boğazlar ve buz kaplı bir geçit aşıldıktan sonra ulaşılabilen Körler Ülkesi’dir burası. Vadiyi on yedi gün boyunca karanlığa gömecek bir yanardağ patlamasının ardından, vakti zamanında İspanyol zulmünden kaçarak vadiye sığınmış ve körlük belasıyla cebelleşen insanların dünyayla bağlantısı kopmuştur. Körlüğe derman bulmak için köyden ayrılmış ve koca dünyada mahsur kalmış bir adamın anlattıklarıyla bir efsane olarak varlığını sürdürür Körler Ülkesi. Ta ki Nunez adında genç bir dağcı elim bir kazayla vadide hapsoluncaya kadar… (Tanıtım Yazısından)

Doktor Moreau’nun Adası

Bir deniz kazasından kurtulan Edward Prendick, mahsur kaldığı adada garip yaratıklar ve karanlık sırlarla karşılaşır. Bu ada, insanı ve yazgısını kollayacak bir Tanrı’nın bulunmadığı, bütünüyle ahlaktan yoksun bir evrenin mikrokozmosudur adeta. Doktor Moreau’nun Adası bilimin kontrolden çıktığı zaman barındırabileceği potansiyel tehlikelere karşı bir uyarı niteliği taşır. (Tanıtım Yazısından)

Ay’daki İlk İnsanlar

Artık bir boşluğun içinde değildik. Dibimizde bir atmosfer yükselmişti. Cisimlerin ana hatları nitelik kazanmaya başlamıştı, güçlenmişti ve çeşitlenmişti; tek tük görülen beyaz maddenin gölgeleri hariç, madde artık hava değil kardı, kutupsal görünüm tümden kayboldu. Çıplak ve yığılmış toprağın, geniş paslı bir kahverengiye dönen yerleri, Güneş’in alevlerini uzanmıştı. Kar yığınlarının kenarları, o geniş çoraklıkta coşkuyla var olan tek şey yer yer ufak geçici havuzlar ve su girdaplarıydı. Günışığı, küremizin üstteki iki perdesini bastı ve ortamdaki havamızı yaz ortasına çevirdi, ama ayaklarımız hâlâ gölgedeydi, küre bir kar yığınının içinde duruyordu. (Tanıtım Yazısından)

Efendi Uyanıyor

Edebiyat tarihinin ilk distopyası olan Efendi Uyanıyor bir 19. yy. centilmeni olan Graham’ın öyküsünü anlatıyor. Nadir görülen bir uykusuzluk hastalığından mustarip olan Graham en sonunda uyumayı başarır. Ne var ki bu kez 200 yıllık trans halinde bir uykuya dalacaktır. Uyandığında ise, banka hesabına işleyen faizler sayesinde dünyanın en zengin ve en güçlü adamı olduğunu öğrenir. O artık bambaşka ve hiç tanımadığı bir dünyada yaşamaktadır. Dünyanın tek efendisi ve sahibi odur! Graham uyuduğu sırada servetini idare eden Konsey, tüm gezegene hüküm süren son derece karanlık ve acımasız bir sistem kurmuştur. Oysa insanların bir kurtarıcı olarak gördüğü Graham’dan beklenen, toplumu bu korkunç despotlardan kurtarmasıdır. Bir distopya klasiği ve politik bilimkurgu türünün en iyi örneklerinden biri olan Wells’in bu başyapıtı, okuru fantastik bir maceraya sürüklüyor. Günümüzden 114 yıl önce yazılmış olmasına rağmen global şirketlerin yükselişi, uçakların seyahat amaçlı kullanımı ve birçok teknolojik gelişmeyi zamanının çok ötesinde başarılı bir şekilde tahmin etmiş olması şaşkınlık yaratıyor. (Tanıtım Yazısından)

Tanrıların Tohumu

Sevimsiz oldukları söylenebilecek iki biliminsanı Profesör Redwood ve Bay Bensington gözden uzakta çalışmalarını sürdürüyorlardı. Bu sırada keşfettikleri Herakleophorbia, namı diğer Devtohumu ile insan evrimindeki en büyük gelişmenin altına imza attılar. Bu tohum sayesinde daha zeki, daha güçlü süper insanlar geliştirilebilecekti. Ancak göz ardı ettikleri bir şey vardı: Bilim, insanlığa boyun eğmeyecekti. Bu icat sayesinde insanlar ve hayvanlar kontrolün ötesinde büyüyecek, bu besini tüketen devler ile normal toplum arasına sınırlar çekilecek ve bu farklılığın getirdiği kaos, insanlığı yavaş yavaş ele geçirecekti. (Tanıtım Yazısından)

Ana Hatlarıyla Dünya Tarihi

Wells bu kitabın bir bölümünde ‘tarihin ancak disiplinlerarası bir çalışma ile yazılabileceğinden’ bahsediyordu. Kitaptaki bu cümle Mustafa Kemal tarafından işaretlenmiş, yanına da tarihçiliğin artık jeolojistlerin, paleontolojistlerin, ambriyolojistlerin, her kesimden doğa bilimcilerinin, ruh bilimcilerinin etnolojistlerin, arkeolojistlerin, filolojistlerin ve tarih uzmanlarının ortak çalışmalarıyla şekilleneceği” notu düşülmüştü…Esquisse de l’Histoire Universelle‘i okuyan Mustafa Kemal hem bu yeni tarih anlayışının açtığı engin ufuklardan etkilenmiş hem de Türk milletinin tarihini dünya ve insanlık tarihi içerisine onun bir parçası olarak yerleştirebilme fırsatı yakaladığı için heyecan duymuştur. Derhal Ankara’daki Fransızca bilen aydın ve eğitimli kişileri yanına toplamış; kitabı fasiküller halinde bölerek Türkçeye çevirmelerini istemiştir. Sonrasında ise Maarif Vekaleti tarafından Devlet Matbaası’nda Cihan Tarihinin Umumi Hatları adı ile beş cilt olarak bastırılmıştır. (Tanıtım Yazısından)

Ay Işığı Masalları


Wells’in, bu kitapta bir araya gelen kısa öyküleri de bilimkurgudan ziyade gerçeklik sınırlarını zorlayan, yer yer düş ürünü veya alegorik ama öte yandan ders çıkarılabilecek mesel tadında öykülerdir. Gerçekçidir, çünkü hayatın küçük ayrıntılarına, bilinmeyene, yerleşmiş değerlere, yaşanmamış eksik anlara; tutkuya, kıskançlık ve intikama; depremler, savaşlar vb gibi felaketlere yoğunlaşarak bilimin, evrenin ve insan medeniyetinin geleceğini sorgulatır. (Tanıtım Yazısından)

Daha fazla bu tarz içerik için Edebiyat kategorimize göz atabilirsin. Ayrıca aramıza katılmak istersen Listeliyoruz Instagram adresinden bize mesaj atabilirsin❤️

Yazan:

Alev Ateş

Sadece 27.