1997 doğumlu biri olarak, belki de ucu ucuna yetiştiğim bir dönemdi ama her bir oyunun kafamda ve hafızamda yeri vardır. Beraber nostaljik bir yolculuğa hazır mıyız? Adaptör ısınınca kapatmayacağım, söz..
Circus Charlie
Benim en çok sinir olduğum oyunlar arasındadır kendisi. O top atlama bölümünü geçtiğimi hatırlamıyorum, geçtiysem de komşunun çocuğunun yardımıyla 🙂
Adventure Island
Bu oyunu ilk komşunun evinde oynadığımı hatırlıyorum ve bu oyundan da pek haz aldığım söylenemezdi. Çocukluktan mıdır bilinmez ama bazı bölümleri geçmekte zorlanıyordum. 🙂
Karateka
Dövüş sporlarını sevenlerin hatırlayacağı bir oyun… Yani ben finalini görmedim bu oyunun. Sonu nasıl bitiyor? Bilen varsa yorumlara gelebilir mi? 🙂
Ice Climber
Oyunu başında ekrandan geçen leyleği ve ayağının ucunda taşıdığı mor renkli şeyi hatırlayan var mı? Bana “Ice Tower” oyununu hatırlatıyor. Ice Tower’ı hatırlıyorsunuzdur. Değil mi? 🙂
Ballon Fight
O tiz başlangıç sesinin kulaklarınızda çınlaması lazım şu an. O balonu patlatmanın zevk bambaşkaydı. Tıpkı şey gibi, eve gelen herhangi bir eşyayı saran “Koruyucu Baloncuk” 🙂
Yie Ar Kung-Fu
Şu zincirli elemana sinir olmayan var mıydı aramızda? Atariyi kaç kez kapattırmıştı bana zamanında. Geçmesi en zor bölümlerden biriydi. 🙂
Lode Runner
Bu oyunu gelişi güzel oynuyordum. Beklentisi olmadan, amacını tam anlamadan. Ama defalarca kendi mezarımı kendim kazıp, kendimi gömmüştüm oyunda. 🙂
Bomberman
Oynaması en zevkli oyunlarda biriydi. Balon patladığı zaman, surat ifadesini hatırlayan var mı? Bu oyunun da sonu var mıydı? Sonunu hiç bilmiyorum da. 🙂
Elevator Action
Kol kırdıran cinsten bir oyundu. Yaptım birkaç kez hatırlıyorum. O arabaya binip gitmek için çok uğraşmıştım. Hep zemine yaklaştığımda yanıyordum. 🙂
Duck Hunter
Oynamayanın olmadığı bir oyundu. Harbiden o silahla televizyondaki kuşu nasıl vuruyorduk? Hedef almanın zor olduğu bir oyundu. 🙂
Double Dribble
Basketbol oyunlarının atası sayılan o oyun… Basket attığınızda o ekrana geçen animasyonu, seyirci sesini hatırlayın şimdi. 🙂
Rainbow Island
Ciddi anlamda çocukluk arkadaşlarım arasında, evinde atari olan kimsenin bu oyunu oynadığını nedense göremedim. Tek oynayan olmadığımı düşünüyorum. 🙂
Excitebike
Yeni nesil “Moto GP” serisiyle büyüyor olabilir ama biz 90’ların çocukları daha güzel bir oyunla büyüdük. Benim bir ağlama molası vermem lazım, gözüme nostalji kaçtı da. 🙂
Popeyes
Hepimize ıspanağı sevdiren o çizgi filmi ve karakterlerini hatırlayan var mı? Safinaz sanki iki taraflı oynuyordu ve birini yedekte tutuyordu. Tarihteki ilk “lovebombing, gashlighting ya da breadcrumbing” 🙂
Road Fighter
Bu oyunda önünüze kıran o sinir bozucu arabayı hatırladınız mı? Oyun tarihinin en karaktersizlerinden biriydi. En olmadık yerde, en beklemediğin anda. 🙂
Contra
Bu oyunu bilmeyenle arayı açarım. Bu oyunu oynamayan asla olmamalı. Oyunun sonunu hiç göremedim. Buzlu falan bölümleri varmış. O zaman çocuktuk, sadece eğlencesine oynardık.
Prince Of Persia
Sıfır beklenti ile, yine rastgele oynadığım oyunlardan birisi. Yani oturup, saatlerimi vermiyordum bu oyuna. Hani çok sıkılırsam en çok oynadıklarımdan, o zaman açardım. 🙂
Twin Bee
Bu oyundaki amaç tam olarak neydi? Cidden bilmiyorum. Tam olarak biz neydik oyunda? Anlamlandıramadığım ama oynadığım o oyun. 🙂
Pooyan
Adı garip, karakterleri garip, oynanışı hepten garip. Sinir bozucu sese sahip olduğunu hatırlıyorum. Bir aşağı, bir yukarı karakterlere ok atarak patlatıyorduk işte. 🙂
The Little Mermaid
Bunu neden oynuyordum? O zamanlar aşırı zevkli geliyordu bu oyun bana. O minnoş müziği kulaklarda çınlansın bakalım. 🙂
F1 Race
Arabanın gitmediği, yolun size geldiği o oyun. Bu oyunda bölümlerin birinde, aşırı keskin bir viraj vardı. Daima atariyi kapattırırdı. Tam dönüşte de diğer araçların sizi sıkıştırmasından bahsetmiyorum bile. 🙂
Lunar Pool
Günümüzde grafiği yüksek, kaliteli bir bilardo oyunun yapıldığını hatırlamıyorum. Sanırım pek ilgi çekmiyor ama ben bunu da çok oynardım. 🙂
Mappy
Klasik bir kedi-fare kovalamaca oyunuydu. Bir sonraki oyuna ön hazırlık olsun. En ünlü “Disney” karakterinin atari oyunu olduğunu biliyor muydunuz?
Mickey Mousecapade
Daha çok bulmacavari bir oyundu. Ben fazla başarılı değildim bu oyunda. Aşağıda göreceğiniz “Exit” yazısına ve bir sonraki bölüm olan “Deniz” temalı bölümden öteye gidemedim. 🙂
Antarctic Adventure
Yazıyı okurken buz kesebilirsiniz. Hâlâ buradasınız ve okumaya devam ediyorsunuz. Değil mi? Ekrandan aniden çıkan o “Fok Balığı” Aşırı siniri bozucuydu.
The Legend of Kage
Aşağıda gördüğünüz ağaçlı bölümden ileriye gidemediğim oyundur. Oyun “sevgilinizin” ya da “kraliçenizin” kaçırılmasıyla başlıyordu.
Track & Field
Bıyıklı karakterin modellemesini yapan her kimse, tebrik ediyorum. Çok güzel olmuş. O zamanlar gülmekten oynayamazdım da. 🙂
Nuts & Milk
Tam olarak neydik bilmiyorum ama evine ekmek götürmeye çalışan bir karakterdik sanırım. Hafif bir sinir bozuculuk vardı. Zıplamayı iyi yapamayınca, geçmiş olsun. 🙂
Magmax
Parça toplayıp, kendimizi daha gelişmiş bir robota çevirdiğimiz bir oyundu. Bir nevi “Transformers” diyebiliriz. Belki de buradan ilham alındı. Bilemeyiz. 🙂
Son olarak 30. oyun “Super Mario, Soccer, Pacman gibi oyunlarla olmayacak.” Prensesi kurtarmaya çalıştığımız bir oyun ama saatlerimizi veriyorduk. Adı mı?
Donkey Kong
Şu günlerin güzelliği saf sevgilerimiz, güzel dostluklarımız… Yeni neslin “bu ne ya?” dediği oyunlara biz saatlerimizi, adaptörlerimizi, kollarımızı verdik. 🙂
Daha fazla bu tarz öneri için Oyun kategorimize göz atabilirsiniz. Ayrıca aramıza katılmak isterseniz Listeliyoruz Instagram adresinden bize mesaj atabilirsiniz❤️