Haziranda ölmek zor, demiş sevgili Hasan Hüseyin Korkmazgil. Yazın habercisi haziran ayı, edebiyat dünyası için adeta bir yaprak dökümü. Öyle ki; en değerli edebiyatçılarımızdan 9 tanesi bu ay aramızdan ayrıldı. Biz de bu yazımızla onları tek tek analım istedik.
Ahmet Haşim – 4 Haziran 1933
Güldün; gülerek, güldü bütün şiir ve hayalim.
Güldükçe, hayatım gülecek sonsuza dek;
Üzüntüm senden, yasım yine senden gelecek!
Peyami Safa – 15 Haziran 1961
Kaderinin şoförü sensin. Emin ol. Onu dram istikametinde sürme. Biraz gül, yahu! Değmez vallahi bu dünya.
Nazım Hikmet Ran – 3 Haziran 1963
Yaşamak: ümitli bir iştir, sevgilim,
yaşamak:
seni sevmek gibi ciddi bir iştir…
Orhan Kemal – 2 Haziran 1970
-Ne düşünüyorum biliyor musun?
+Ne düşünüyorsun?
-Adam kuş olmalı diyorum, bildiğin kuş. Kanatlı. Uçmalı bir güzel. İstediği yere…
Ahmet Muhip Dıranas – 27 Haziran 1980
Bir beşik gibi sallanır dünya, rahat uyusun diye bütün çocuklar…
Cahit Zarifoğlu – 7 Haziran 1987
Bana hissettirdiklerini seviyorum
sanki, her şey mümkünmüş gibi,
sanki, yaşamaya değermiş gibi.
Cemil Meriç – 13 Haziran 1987
Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaptaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim.
Hasan İzzettin Dinamo – 20 Haziran 1989
Göğsümün altında çırpınan yaralı kuştan hiç kimsenin haberi olmadı.
Ahmed Arif – 2 Haziran 1991
Canım benim,
Bilir misin, canım dediğimde içimden canımın çıkıp sana koştuğunu duyarım hep.
Sadece 27.