Bugün 21 Mart Dünya Şiir Günü! Bu özel günde senin için edebiyatın güçlü isimlerinden bazı şiirleri derledik. Derin bir nefes al ve yoğun stresin içinde güne bir mola ver. Hazırsan başlayalım! 💖

Küçük İskender- Yağmura Çok Teşekkür Ederim

yağmura çok teşekkür ederim
bu gece yalnızca cesedime yağdı

bana bir şey olursa diye korktum
seni birkaç saniye düşünürsem;
düşünürken üşürsem diye korktum
oturup siyah portakallar yedim
oturup korkunç kitaplar okudum
içimde bir sıkıntı gibi cinayet
içimde bir sığıntı gibi telaş
içimde felaket gibi bir merak
hislerimin uzağına düştüm, şimdi çok üzgünüm
şimdi çocukluğumun uzağına da düştüm
daha da düşersem diye korktum
seni birkaç saniye düşünürsem;
ay kıvrılırsa diye
kan kıvranırsa diye
can sıçrarsa ölürken bir yerlere,
daha da ölürsem diye korktum
seni birkaç saniye düşünürsem;
sessem, sersem bir heceysem eğer
seni bir kelime edersem diye korktum
seni kötü bir cümlede kullanırsam
adını söylerken takılırsam, yalnış telaffuz edersem
böyle bir günah işlersem
tanrı affeder diye korktum

yağmura çok teşekkür ederim
bu gece yalnızca bu şiire yağdı

sağol aşkım
sağol kırık kolum, kesik bileğim, kırık yüzüm,
kesik geleceğim, kırık sonsuzluğum

her şeye rağmen
yağmura bulanmış, güzel bir yazdı

Ahmet Arif- Hasretinden Prangalar Eskittim

Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.

Ard-arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül-gürül akan bir dünya…
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana…

Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.

Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni…
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini…

Cemal Süreya- Sevgilim Ben Şimdi

Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim 
Elimde uçuk mavi bir kalem cebimde iki paket sigara 
Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden 
Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz 
“Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz”. 
Çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere 
O gülün yüzü gülmüyor sensiz 
O köklensin diye pencerede suya koyduğun devetabanı 
Hepten hüzünlü bu günlerde 
Gür ve çoşkun bir günışığı dadanmış pencereye 
Masada tabaklar neşesiz 
Koridor ıssız 
Banyoda havlular yalnız 
Mutfak dersen – derbeder ve pis 
Çiti orda duruyor, ekmek kutusu boş 
Vantilatör soluksuz 
Halılar tozlu 
Giysilerim gardropda ve şurda burda 
Memo’nun oyuncak sepeti uykularda 
Mavi gece lambası hevessiz 
Kapı diyor ki açın beni kapayın beni 
Perdeler gömlek değiştiren yılanlar gibi 
Radyo desen sessiz 
Tabure sandalyalardan çekiniyor 
Küçük oda karanlık ve ıssız 
Her şey seni bekliyor her şey gelmeni 
İçeri girmeni 
Senin elinin değmesini 
Gözünün dokunmasını 
Ve her şey tekrarlıyor 
Seni nice sevdiğimi

Haydar Ergülen- Mavi

Üstünde yağmurdan başka hiçbir şey yoktu anlam olmak için yeterince çıplaktın
şiirin nasıl birşey olması gerektiğini hatırlatıyordu gözlerin, sana böyle inandım:
Ben inanmak için şiir yazıyorum, gözlerin neyi hatırlatıyorsa ona inanıyorum,
gözlerin Cihangir’i hatırlatıyordu, hayâl içinde fakir Üsküdar’dan o rüyaya baktım:
Maviydin bir özletip bir geri çekiyordun denizlerini!
Usul usul inandım güzelliğin hatırına yağan yağmurun üstümüzde hakkı vardır,
inandım uzak bir mavi kızın gözlerindeki bulut burada içimize yağacaktır,
inandım, mavi bir yağmurluğun da olsa şiirden ıslanırdm!
Gövdene de böyle inandım, duruydu, şiirin nasıl bir şey olması gerektiğini hatırlatıyordu:
Öyle çıplaktın ki içinde şiirden başka hiçbir şey yoktu, gövden neyi hatırlıyorsa ona inanıyorum, beni hatırlamasa da, biliyorum bazı uzaklıkların hiç mektup beklemediğini…
Bazı şiirler de bekleyemiyor yağmurun dinmesini

Özdemir Asaf- Yalnızlık Paylaşılmaz

Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan..
Dışından anlaşılmaz.
Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan..
Paylaşılmaz.
Bir düşün’de beni sana ayıran
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.

Tarık Tufan- Anna

Biz her şeye,
esirgeyen ve bağışlayan,
çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan,
hep esirgeyen ve hep bağışlayan
rabbin adıyla başlayan adamlarız anna.

büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulmamız da bundan.
sanayi devriminde bile,
karanlık, rutubetli, çok bağırışlı,
çok nefessiz, çok sabahsız, çok aşksız, çok çiçeksiz, çok neşesiz, çok kitapsız
bir fabrikada hayatta kaldık sırf bu yüzden.

piyasaların hınçla dolu iniş çıkışlarına kalbimiz dayanıyor bir şekilde.
kalbimiz derken,
ilk gençliğimiz, sakalımız,
bir kasetin iki yüzüne de ard arda kaydedip dinlediğimiz şarkımız diyorum
aslında.
işte böyle yaşıyoruz ve yaşamak da sana dair uzayıp giden bir özleme dönüşüyor.
insaf et anna!

gidelim buradan.
senin masumiyetini,
bilgelik zamanlarından kalma sırları,
dünyanın bütün sabahlarını yanımıza alıp da gidelim.
hesap etmeden, haritaya bakmadan gidelim.
ölelim diyecektim az kalsın.
ölmeyelim.
hiç ölmeyelim anna.
sarılalım diyecektim az kalsın.
içimden böyle şeyler de geçiyor işte.
sarılalım, dudakların…
tamam sustum.

Gitmek istemezsen bir şiir miktarı kadar otursak diyorum.
şiir kalsın istersen, sadece otursak.
oturmasan da olur benimle, sadece ellerimi tut.
ellerimi tutma dilersen sadece yüzüme bak.
yüzüme bak ama anna, yüzüme bak.
gözlerime bak, gözlerimin içine bak.
gözlerim biraz karanlık.
içinde cenkler, ayinler, kesik damarlar,
kapıları yumruklayışlar, cipralexler, turgutlar, edipler, sezailer,
siyahlar, beyazlar, uykusuzluklar, bitmeyen başağrıları, bildirilerin öfkesi,
duvarlara uzun dalmışlıklar var.

Gözlerim biraz yorgun.
içinde bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler,
bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler…
bekleyişler anna.

Köylü çocukların parasız yatılı sonuçları mesela.
nişanlısı askerde kızlar,
kızı ölüm orucundaki baba,
babası tersanede oğul,
oğlu şizofren anne.

Hepsini sayamam gerçi, utançlarım da var.
ama geçecek hepsi, geçecek.
şifalı gözlerin her şeyi iyi edecek.
gözlerimin içine bakmaktan korkma anna.
sen adımını attığın andan itibaren
Hira dinginliğine dönüşecek ortalık.

Daha fazla bu tarz içerik için Edebiyat kategorimize göz atabilirsin. Ayrıca aramıza katılmak istersen Listeliyoruz Instagram adresinden bize mesaj atabilirsin❤️

Yazan:

Alev Ateş

Sadece 27.