Fransa’nın en merak edilen ve en sevilen şehirlerinin başında şüphesiz Paris yer alıyor. Paris’in ikonik Eyfel Kulesi’nin yanında bir başka büyüleyici köşesi de yer alıyor. Bahsettiğimiz bu büyüleyici köşe ise; Le Père Lachaise Mezarlığı.

Müzik, edebiyat, resim gibi alanlarda eserler vererek ölümsüz sanatçılar arasına adını yazdıran birbirinden ünlü isimler bu mezarlıkta yatıyor. Üstelik mezarlıkta, Türkiye’den sürgün edilmiş iki ünlü sanatçı da bulunuyor. Kimler mi? Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney!

Şimdi gelin Le Père Lachaise Mezarlığı hakkında detaylara birlikte göz atalım. 🪄🌸

Le Père Lachaise Mezarlığı’nın Özelliği Nedir?

Le Père Lachaise Mezarlığı’nın en önemli özelliği, açık hava müzesini andırması! 43 hektarlık alanda her din ve inançtan insan yer alıyor. Kısacası ebedi uyku için herkes bu mezarlığa gömülebiliyor. Pek çok ünlü ismin de yer aldığı Le Père Lachaise Mezarlığı’nın bazı mezarlarında hayranların ruj izleri de yer alıyor.

Nasıl Popüler Oldu?

Napolyon’un isteği ile kurulan Le Père Lachaise Mezarlığı, mimar Alexandre Théodore Brongniart’ın eseri olarak hayata geçti. 18 Mayıs 1804’te küçük bir kızın defnedildiği sade bir törenle açılışı yapılan bu mezarlık, ilk başlarda Paris’in uzak bir köşesinde yer aldığı için ilgi görmedi. Ancak mezarlık yöneticileri, ünlü Fransız şair ve yazar La Fontaine ile büyük oyun yazarı Molière’in mezarlarını buraya taşıyarak dikkatleri üzerine çekmeyi başardı! Bu hamleyle birlikte Le Père Lachaise, kısa sürede şehrin en popüler ve prestijli mezarlıklarından biri haline geldi.

“Bir mezarlığın popülerliği ne anlama gelir?” diye düşünebilirsin. Öyleyse seni şaşırtalım: bugün Le Père Lachaise, 300 binden fazla mezarı ve bir o kadar da kül yerleştirme alanını barındırıyor. Yılda bir buçuk milyondan fazla ziyaretçi, bu sessiz ve mistik alanı keşfetmek için mezarlığı ziyaret ediyor.

İçerisinde 29 Abide Yer Alıyor

Le Père Lachaise Mezarlığı, insanlık tarihine dair derin izler taşıyan 29 anıta ev sahipliği yapıyor. Bu anıtlardan Federeler Duvarı, 1871 Paris Komünü’nde kurşuna dizilenlerin anısına dikilirken; Fransız savaşlarında hayatını kaybeden Ermeniler ve Auschwitz’te öldürülen Yahudiler için yapılan anıtmezarlar, insanlık tarihinin karanlık ve utanç verici sayfalarını hatırlatıyor.

Mezarlıktaki Ünlü İsimlere Göz Atalım

Édith Piaf

Le Père Lachaise Mezarlığı’nın en çok ziyaret edilen noktalarından biri, Kaldırım Serçesi olarak anılan Édith Piaf’ın kabri! Fransız şansonlarının efsanevi sesi olan Piaf, 10 Ekim 1963’te hayata veda ettiğinde, Paris Başpiskoposu Katolik kilisesi, onun yaşam tarzı nedeniyle cenaze töreni düzenlemeyi reddetti. Ancak, sanatçının tabutu Le Père Lachaise’e götürülürken binlerce hayranı korteje katıldı ve mezarlıkta düzenlenen törene katılanların sayısı 100 bini aştı. Küçük yaşlarda bir randevuevinde hayat kadınları tarafından büyütülen Piaf, romantik şarkıları ve fırtınalı aşk hayatıyla tanındı. Mezarı, son şarkısı “Je Ne Regrette Rien” (Pişman Değilim) sözleriyle süslenmiş, bu güçlü mesajıyla ziyaretçilerini karşılıyor.

Ahmet Kaya

2000 yılında kendi ülkesinden uzakta, Paris’te sürgündeyken hayatını kaybeden Ahmet Kaya’nın mezarı, Le Père Lachaise Mezarlığı’nın 71. bölümünde yer alıyor. 2003 yılında inşa edilen bu mezar “Ahmet Kaya’nın Evi” olarak anılıyor. Mezar taşına kazınmış Kaya’nın portresi, mermerler üzerindeki kardelen motifleriyle birlikte dikkat çekiyor. Mezarı süsleyen diğer detaylar arasında güneş, nazar boncuğu, selvi ağacı ve İstanbul silueti yer alırken, üst kısımda “Hoşça kal sevgili ülkem” yazısı Kaya’nın memleketine olan derin özlemini yansıtıyor. Kaya’nın ülkesine duyduğu özlem, mezar taşına işlenen bu satırlarla ölümsüzleşiyor:

“Tarifi imkânsız
Acılar içindeyim
Gurbette
Akşam oldu yine
Rüzgâr peşindeyim
Yurdumdan uzak
Yağmurlar içindeyim
Akşam oldu
Sürgün Susuyor.”

Oscar Wilde

1900 yılında Paris’te bir otel odasında yoksulluk içinde hayata gözlerini yuman Oscar Wilde’ın mezarı, 2011 yılında İrlanda hükümeti tarafından restore edilerek koruma altına alındı. Heykeltıraş Jacob Epstein’ın tasarladığı bu mezar, zamanla Wilde hayranlarının öpücük izleriyle kaplandı ve bu durumun önüne geçmek için mezarın üzerine cam bir koruma yerleştirildi fakat bu önlem bile Wilde’ın tutkulu hayranlarını durdurmaya yetmedi! Şimdi, Wilde’a olan sevgilerini göstermek isteyenler, mezarın etrafındaki cam bariyere ve yakındaki ağaçlara rengârenk öpücükler kondurmayı sürdürüyor.

Jim Morrison

The Doors’un efsanevi solisti Jim Morrison, 27 yaşında hayata veda ettiğinde, çoktan bir ikon haline gelmişti. Günümüzde Morrison’un mezarı, mezarlığın en çok ziyaret edilen noktalarından biri haline gelmiş durumda. Mumlarını, gitarlarını, hatta içkilerini yanına alan hayranları, üzerinde Eski Yunanca “Kendi ruhuna sadık” anlamına gelen “Kata Ton Daimona Eaytoy” yazılı bu mezara akın ediyor. Eğer bir gün mezarı ziyaret etme fırsatı bulursan ve yanında beliren bekçiyi görürsen şaşırma! Geçmişte Morrison’ın hayranları tarafından yapılan taşkınlıklar nedeniyle yetkililer, mezarın çevresini temizlemek zorunda kalmış ve başına bir bekçi yerleştirmişler.

Yılmaz Güney

İzinli olarak ayrıldığı Isparta yarı açık cezaevinden firar edip Paris’e giden ve üç yıl sonra, 1984’te, Paris’te hayatını kaybeden Yılmaz Güney, Le Père Lachaise Mezarlığı’nda ebedi istirahatini sürdürüyor. Ünlü sinemacının mezarı, ziyaretçileri tarafından çelik ayaklarına kazınmış isimler ve mesajlarla dolu.

Daha fazla bu tarz içerik için Tarih kategorimize göz atabilirsin. Ayrıca aramıza katılmak istersen Listeliyoruz Instagram adresinden bize mesaj atabilirsin❤️

Yazan:

Alev Ateş

Sadece 27.