Röportaj serimizde ilgi çeken, merak uyandıran ya da toplumsal farkındalık yaratmak isteyen konulara odaklanıyoruz! Sıradaki durağımız ise: Türk İşaret Dili.

Daha önceki röportajımızı okumak için: Tarot – Moon Child

İletişimin yalnızca sesle değil, ellerle ve mimiklerle de kurulabileceğini; dilin birçok farklı şekilde hayat bulabileceğini biliyoruz. Peki ya işaret dilini kimler, nasıl öğretiyor? Öğrenmek isteyenler nereden başlamalı? Hangi zorluklar ve güzellikler bu yolculukta karşımıza çıkıyor?

İşte bu soruların cevabını almak için Türk işaret dili eğitmenleriyle bir araya geldik. Sessizliğin içinde anlam bulan bu özel dili, onlardan dinlemek istersen, hadi başlayalım! 💬✨

Öncelikle öğretmenlerimizi tanıyalım:
Oğuzhan Arcanlı
Herkese merhaba! 2018 yılında tercüman ve eğitmenlik belgesi aldım ve 2019 yılından itibaren Türk işaret dili tercümanı olarak farklı sektörlerde çalıştım. 2024 senesinde de Beyoğlu Halk eğitim merkezinde eğitmenlik yaptım. Şimdi ise bankada iş hayatıma devam ediyorum.

Seher Kayış
1993 doğumluyum, memleketim Şebinkarahisar. Aslında Sağlık Kurumları İşletmeciliği mezunuyum ama şu an özel bir şirketin yazılım tarafında satış temsilcisi olarak çalışıyorum. 2018 yılında Türk işaret dili alanında tercüman ve eğitmenlik belgesi aldım.

İşaret diliyle tanışma hikayenizi bizimle paylaşır mısınız? İşaret dili öğrenmeye nasıl karar verdiniz ve bu süreç sizin için nasıl geçti?

Seher Hoca: Benim hastanede çalıştığım dönemde oraya işitme engelli bir çocuk geldi. Çocuk acildeydim ben o zamanlar. İşitme engelli o çocuk, acile tek başına gelmişti. Ne doktor ne hemşire hiç kimse anlayamamıştı zaten. Ben aslında tam da o zaman işitme engellerinin varlığını daha çok algılamıştım. Ardından annesini hastaneye çağırdı ve annesi geldi. Onun işaret diline çevirdiği hareketleri ben o zaman gördüm. Bunun üzerine bir kez daha benzer bir olay yaşadım ve merakla “bu ne” diyerekten araştırmaya girmiştim.

Yaşadığım bölgede Türk İşaret Dili eğitimi veren bir yer yoktu. Şans eseri bu araştırma dönemimden 3 ay sonra Beyoğlu Belediyesi bir gezi düzenledi. Gezide edindiğim arkadaşım, bölgede hangi kursun açılmasını istediğimi sorduğunda direkt aklıma işaret dili geldi! İsteğim onlara da farklı geldi ve kurs açıldı. Benim için süreç böyle ilerledi.

Türkiye’de işaret dili konusunda en büyük eksiklikler neler?

Oğuzhan Hoca: Türkiye’de bence en önemli eksiklik yeterli seviyede ve çoğunlukla her kurumda çevirmen olmuyor oluşu. Şu anda tabii biraz gelişmeler oldu bankalarda, hastanelerde çevirmenler çalışmaya başladı. Ama bana göre hala büyük bir eksiklik var. Örneğin hastanelerin çoğunda yok şu anda, belli başlı büyük hastanelerde var.

Onun haricinde, yani aklımıza gelebilecek aslında yaşamın olduğu her alanda işitme engelliler var. Biz nasıl bir diyalog kuruyorsak gün içerisinde, onlar da diyalog kuruyor. En basiti biz sizinle şu anda diyalog kuruyoruz. Onlar da sizinle diyalog kurmak istiyor ama siz onların dilini bilmiyorsunuz. Bunlar çok basit şekilde gözüküyor olabilir. Ama bence diyalog ve iletişim çok temel ve çok insani bir şey. O yüzden bu alanlarda henüz yeterli seviyede işaret dili tercümanı yok.

Peki işaret dili hakkında yanlış bilinenler nelerdir?

Oğuzhan Hoca: Yanlışlar da şöyle ki, işaret dili öğrenenler de aslında işaret dili jargonu tam olarak bilmiyorlar. O yüzden de burada yine iletişimde eksiklikler oluyor. Bu sebepten dolayı işaret dili öğrenenlerin ya da öğrenmek isteyenlerin daha çok bu alanda kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Ya da codalardan, bu jargonu bilen kişilerden eğitim almaları gerekiyor ki iletişim kurarken sıkıntı yaşamasınlar.

Çünkü bu sefer de şöyle bir şey oluyor; mesela diyelim ben sadece kelimeleri biliyorum fakat jargon yok. Karşı taraf bir şey anlatmak istiyor. Bilinmeyi anlamaya çalışıyorsun, telaffuzunu anlamaya çalışıyorsun. Onları anlayamadığında yanlış anlıyorsun bu sefer.

Dipnot: “Children of Deaf Adults” İngilizce deyiminin kısaltması olan CODA terimi bir veya birden fazla işitme engelli yetişkin tarafından yetiştirilen çocukları tanımlamak için kullanılmaktadır.

Aklınıza gelen bir örnek var mı?

Oğuzhan Hoca: Mesela bizim bir hocamız var. Mahkemede çeviri yaparken başına şöyle bir şey gelmiş; Seviyorum, hastasıyım ve uyuşturucu kelimelerinin gösterimi aynı. Mahkemede çeviri yapan tercüman; “araba sürmenin hastasıyım” diyen işitme engellinin sözünü, “araba sürerken uyuşturucu kullanıyormuş” şeklinde çevirmiş. Hocamız bir coda olduğu için doğru şekilde anlayarak hakimi zor ikna etmişler. Yani dikkat edilmesi gereken nüanslar var. O da jargon bence.

İşaret dili öğrenmenin en zor ve en keyifli yanları neler?

Seher Hoca: İşaret dili öğrenmenin en zor yanı, görsel bir hafıza istemesi bence. Çünkü görsel olduğu için hiçbir şekilde unutmaman gerekiyor. Hatta konuşurken bile zihninde aslında o hareketleri yapıyor olabilmen lazım.

En keyifli yanıysa bir kere hayatınıza bir şey katıyorsunuz. Ayrıca işaret dili, şu an popüleritesi olan diğer dillerden daha aykırı, daha farkındalık yaratan bir yer olduğu için bence daha, nasıl derler, farkındalık yaratıyor. Aykırı oluyorsunuz birçok şeye göre diyelim, marjinal diyelim, bilemiyorum. O yüzden en keyifli yanı öğrenmesi. Öğrenirken aslında iletişim kurduğum kişilerle temasında oluşturduğun bir bağ oluyor. Bu bağı, işitme engellilerle iletişim kurabilindiği için söylüyorum tabii ki.

İşaret dili öğrenmek isteyen biri nereden başlamalı?

Seher Hoca: Öncelikle kendi çevresindeki halk eğitimlere bakabilirler ya da bazı eğitim merkezleri 120 saatlik eğitimle başlatıyor. 120 saatlik eğitimi tamamlayan birisi temel seviyede günlük konuşmaları sağlayabiliyor. Eğer bunu ilerletmek isteyen olursa, bir sonraki adım olan 200 saatlik eğitim var. 200 saatlik eğitimi de alıp toplamda 320 saatlik eğitim ile eğitmen ve tercümanlık sertifikasını alarak çalışabilir. Bunun bir üstü olan jargon eğitimi de var. Orada tamamen işitme engellilerin gerçekten nasıl hareket ettiğini aslında öğreniyorsun. Çünkü işitme engelliler genellikle bizim dudağımızı okur ama onlar duymadıkları için konuşma yetisinin de gelişmediğinden kaynaklı, bizim onların dudağını okuma gibi bir şansımız yok. Onlara hitaben yapabileceğimiz bir alandır jargon. Bunları kademe kademe gerçekleştirebilirler.

Yeni başlayanlara tavsiye edebileceğiniz uygulamalar var mı?

Seher Hoca ve Oğuzhan Hoca: İşaretçe uygulaması var, ayrıca bir de Türk işaret dili adı altında TİD yazılı bir uygulama var. Onu da geliştiren ve gösteren işitme engelliler genellikle. O yüzden onlardan sağlıklı bir şekilde ilerleyebilirler.

İşaret dilinin daha yaygın hâle gelmesi için toplumda neler değişmeli?

Oğuzhan Hoca: Elbette bilinç ve eğitim. Herkes en azından 120 saatlik bir Türk işaret dili eğitimi almalı. Bunun için bölgenizde ve çevre bölgenizde yer alan halk eğitim merkezlerine başvuru yapabilirsiniz. Minimum 12 kişi olduktan sonra genellikle kurs açılıyor. Çünkü işitme engelleri anlayabilmek için onların dilini öğreniyor olmamız gerekiyor. Seher arkadaşım da bir önceki soruda yol haritasını verdi aslında. İnternette, İnstagram’da özellikle bununla ilgili sayfalar var. Bizim sayfamız Instagram sayfamız da var. Eğitim almak isteyenlere rehberlik edebilecek bir sayfa. Aynı zamanda hem eğlenip hem öğrenilebilecekleri bir yer. Buna bağlı olarak tabi ki farklı farklı sayfalar da var elbette.

Eğitim almak isteyen arkadaşlarımız bana ulaşabilirler. 🙏

İşaret dili öğrenirken mimiklerin öneminden bahsedebilir misiniz?

Seher Hoca: Kelime olarak söylediğiniz bir şeyin ifadesini, gerçekliğini göstermeniz gerekiyor karşı tarafa. Çünkü o sizi duymuyor, aynı zamanda algılamadığı için de kelimeyi sadece düz olarak değerlendirebiliyor. Kızgınsan kızgınlığını belirtmen gerekir, mutluysan mutluluğunu belirtmen gerekir, neşeni belirtmen gerekir, üzgün olduğunu belirtmen gerekir ya da heyecanını vs. Mimiklerin, temasların, gözlerin, aynı zamanda dudaklarını da bunların hepsi bir bütünü olarak karşı tarafa yansıtmak zorundasın. Diğer türlü elin doğru olmazsa, mimiklerin doğru olsa bile tamamlanmaz, bütünlenmez. Hem ellerin hem göz ve mimiklerin birbirini tamamlamak zorunda, bedenlerin aynı şekilde. Çünkü seni bir bütün olarak değerlendiriyorlar, sadece eline bakarak değil. Elin ve vücudundaki diğer hareketlerin tamamını kavrıyorlar aslında.

İşaret dili eğitimi almanın iş hayatında avantajları neler olabilir?

Oğuzhan Hoca: Şöyle ki, bağlı olduğunuz sektöre göre değişkenlik gösterebilen bir şey ama iletişim sektöründeyseniz özellikle bu çok işinize yarar. CV’lerinize de önemli bir katkısı olur. Kendimden bahsetmem gerekiyorsa, iletişim adı altında bir operatörde çalışmıştım işaret dili tercümanlığı alanında, görüntülü görüşme üzerinden. Onun haricinde de şu anda bir bankada çalışıyorum, görüntülü destek üzerinde. Gördüğünüz gibi benim hayatımda bayağı etkisi oldu işaret dilinin. Ben normalde fizyoterapi mezunuyum, sağlık bitirdim üniversitede. Ama hayat işte ne getireceği belli olmuyor. İşaret dili eğitimi aldıktan sonra bana bir meslek oldu ve şu anda çok mutluyum, çalıştığım yerde, ortamımda. O yüzden herkese de tavsiye ediyorum. En azından kendilerine, CV’lerine hiç olmasa bile bir ek destek olur.

İşaret dili öğrenme sürecinizde unutamadığınız bir anınız var mı?

Bir gün işaretli eğitimi aldığımız dönemde dört arkadaş dışarı çıkmıştık. İşitme engelli taklidi yaparak bir kafede oturmaya karar verdik. Biz işaret dili ile konuşurken garson geldi yanımıza. Biz işaret diliyle çeviri yapıyoruz, garson bize bakıyor ne demek istediğimizi anlamıyor. Sonra garson, arkadaşımız Aykut’un yanına geliyor, bağırarak konuşuyor. Bağırarak konuşuyor, hani algılaması için. Ama işitme engelli olduğunu algılamıyor o anda. Sonra gelip sadece menüyü gösteriyor. Ama bir yandan da konuşuyor çocuk. Çünkü onun iletişiminde konuşmadan gösterme yok. Sonra biz o şekilde anlaşmaya çalıştık. Bize tuhaf tuhaf bakıyordu arkadan. Çünkü farklı gelmişti ona da bu durum aslında. Çok fazla rastlanan bir durum değil.

Biz bu oyunu günün sonuna kadar devam ettirdik. Hatta bir kalktığımızda bunu söyleyecektik aslında fakat biz kalkmadan bir yerde yüksek bir ses oldu, patlama zannettik. Biz o anki refleksle patlamaya tepki verdik. Tepki verince de çocuk dedi ki, “hani siz bizi duymuyordunuz!” Bir sosyal deney yaptığımızı söyleyerek günü noktaladık. ☺️

Eveet, keyifli röportajımızın sonuna geldik! Röportajın devamı sevgili hocalarımızın @gezz_elim sayfasında yer alıyor! Gezi vloglarının yanı sıra günlük hayata dair işaret dili kelimeleriyle keyifli bir öğreti sunan bu hesabı takip etmeni öneriyoruz! 💖

Ayrıca eğitim almak istersen, DM yoluyla hocalarımıza ulaşabilirsin. İşaret dili hakkında daha fazla cevaba ihtiyacın varsa yorumlarda buluşalım! 🌸🥰

Loading

Yazan:

Alev Ateş

Sadece 28.