Takvimde yapraklar 20 Aralık 1968’i gösterdiğinde ahireti için kurban topladığını söyleyen, günümüzde bile kimliği hala çözülememiş bir seri katil ilk cinayetini işleyecekti. 

David Faraday (17 yaşında) ve Betty Lou Jensen (16 yaşında) 

David ve Betty bir gençlik etkinliğinde tanıştı. Ardından ilk randevularını gerçekleştirmek için 20 Aralık 1968’de Benicia şehir sınırları içindeki Herman Gölü yoluna doğru, onları bekleyen korkunç sondan habersiz yola çıktılar ve bir daha eve geri dönemediler. Akşam saat 22:15 civarında David, annesinin Rambler marka aracını sevgililer sokağı noktasında çakıllı bir yola park etti. Sonrasında yapılan olay yeri incelemeden çıkan bulgulara göre çiftin park etmesinden bir süre sonra, farklı bir araç onlara doğru yaklaşarak yanlarına park etti. Katil, aşağıya inerek onlara araçtan çıkmalarını emretti. Çiftler panikleyerek araçtan çıktı ve kaçmaya çalıştılar. David uzaklaşamadan, katil silahını mermi sol kulağının arkasını delip beynine girecek şekilde ateşledi. Betty biraz uzaklaşmıştı ama katil sırtından 5 el ateş ederek araçtan 12 metre uzaklıkta onu da yere serdi. Saat 23:00 civarlarında cesetleri, yakınlarda yaşayan Stella Borges tarafından bulundu. Olay yerine gelen Solano ilçesi şerif departmanı cinayeti araştırdı ancak katile dair herhangi bir ipucu bulunamadı. 

Darlene Elizabeth Ferrin (22yaşında) ve Mike Renault Mageau (19 yaşında) 

Darlene evliydi ve Terry’nin Restoranı adlı bir yerde garson olarak çalışıyordu. Eşinden gizli kaçamak yapmak için 5 Temmuz 1969’da (David ve Betty cinayetinden yaklaşık 7 Ay sonra) olay yerinden 6.4 km uzaklıkta bir yerde, kendinden yaşça küçük Mike ile olacaklardan habersiz aracında otururken, onlara doğru başka bir araç yaklaştı ve park etti. Fakat çok kısa bir süre sonra oradan uzaklaştı. Aynı araç yaklaşık 10 dakika sonra tekrar geri geldi ve bu sefer aracı arkalarına park etti. Darlene ve Mike polis olduğunu düşünerek kimliklerini hazırladı fakat araçtan inen adam onlara doğru bir el feneriyle yaklaştı ve gözlerine doğru tutarak üzerlerine 5 el ateş etti. Daha sonra aracına doğru yönelen adam, Mike’ın acı içindeki çığlıklarını duyarak geri döndü ve ikisine de ikişer el daha ateş ederek aracına bindi ve oradan uzaklaştı. Şanslıydı ki Mike yine de ölmemişti ve burada onları öldürmeye çalışan adamı biraz olsun görebilmişti. Daha sonrasında verdiği ifadeye göre zanlı: 1.80 ila 1.99 boyları arasında, tıknaz yapılı, 30’lu yaşlarda, beyaz tenli, kıvırcık ve kahverengi saçlı bir adamdı. 

Bu olaydan tam bir gün sonra 5 Temmuz 1969’da gece saat 12:40’ta işlediği suçları ihbar etmek isteyen bir adam, Vallejo polis departmanını aradı. Arayan kişi, polise sadece katilin bilebileceği bazı detaylar vermişti, kullandığı silah gibi. Ayrıca 7 ay önceki David ve Betty çiftinin de cinayetini üstlenmişti. Telefon konuşmasında “Bir çifte cinayet bildirmek istiyorum. Columbus Bulvarı’nda bir mil doğuda halka açık parkta, kahverengi bir araba ve içerisinde iki kişi bulacaksınız. 9 mm Luger tabancasıyla vuruldular. İkisini de geçen sene yaşanan cinayet olayı gibi ben öldürdüm. Hoşça kal” dedi ve telefonu kapattı. Bu olayı takip eden birkaç hafta herhangi bir gelişme yaşanmadı ve bundan sonra işler çok daha karmaşık bir hal alacaktı. 31 Temmuz 1969’da katil 3 ayrı gazeteye birbirinin neredeyse aynı 3 mektup gönderdi. Ayrıca her zarf, katilin kendi kimliğini içerdiğini iddia ettiği 408 sembollü şifrelenmiş bir kriptogramın üçte birini içeriyordu. Mektupta katil şunları yazmıştı: 

“Sevgili editör, geçen Noel’de Herman gölünde iki genci ve 4 temmuzda bir kızı öldürdüm. Katil olduğumu kanıtlamak için sadece benim ve polisin bildiği bazı gerçekleri anlatacağım. Size şifrenin 3 bölümünden birini veriyorum diğer iki parçayı San Francisco Chronicle ve San Francisco Exeminer gazetesine gönderdim. 1 Ağustos 1969’da gazetenin ön kısmına bu kodu yazdırmanızı istiyorum. Bunu yapmazsanız, şehirde küçük bir panik yaratırım. Bir hafta sürecek sıcak bir gece olacak. Şehrin farklı bölgelerini dolaşıp bekar insanları veya çiftleri seçeceğim ve 20’den fazla kişiyi öldürene kadar durmayacağım.” 

Chronicle gazetesi, kriptogramın üçüncüsünü ertesi gün baskısında 4. sayfada yayınladı. Baskının yanına mektubun katilden geldiğine emin olmalarına rağmen daha çok bilgi alabilmek için polis şefi Jack E. Stiltz’in “Mektubun katilden geldiğine emin değiliz, yazardan kimliğini kanıtlamak için daha fazla gerçek içeren ikinci bir mektup göndermesini istiyoruz” sözlerine yer verdi. Ayrıca bütün gazeteler katilin isteğini yerine getirdiği için tehdit ettiği katliam olmadı. Bu olaydan 3 gün sonra, Exeminer gazetesi katilin kendini Zodiac olarak tanıtacağı, şerifin sözlerine cevap içeren bir mektup daha aldı. “Sevgili editör, Zodiac konuşuyor. Bu Vallejo’da geçirdiğim güzel zaman hakkında daha fazla ayrıntı talebinize yanıt olarak gönderilmiştir. Daha fazla bilgi vermekten son derece mutlu olacağım. Bu arada polisler kodlar ile iyi vakit geçiriyor mu? Değilse polise kodu çözdüğünde beni yakalayacaklarının müjdesini verebilirsiniz.” Katil aynı zamanda mektupta işlediği cinayetler ile ilgili daha detaylı bilgiler veriyor ve gazetenin ön sayfasına çıkmadığı için mutlu olmadığını belirtiyordu. 8 Ağustos 1969’da Salinas, California’dan okul öğretmeni Donald ve eşi Betty Harden 408 sembollü şifreli kriptogramı kırdılar. Bu şifreleme yanlış yazılmış bir metin içeriyordu. “İnsanları öldürmeyi seviyorum çünkü çok eğlenceli. Ormanda vahşi hayvanları öldürmekten daha zevkli, çünkü insan en tehlikeli hayvandır. Cinayetler bana çok heyecan verici bir deneyim yaşatıyor. Bir kızla cinsel ilişkiye girmekten bile daha iyi. Bu işin en iyi yanı, cennette yeniden doğduğumda öldürdüğüm kurbanların kölem olacak olmasıdır. Sana adımı vermeyeceğim, çünkü o zaman beni durdurmaya ve ahiret için kölelerimi toplamama engel olmaya çalışacaksın” 

Cecelia Shepard (22 yaşında) ve Bryan Hartnell (20 yaşında) 

Bu olaylardan 1,5 ay sonra, 27 Eylül 1969’da Pacific Union Koleji öğrencileri Cecelia ve Bryan çifti, birlikte piknik yapmak ve keyifli vakit geçirmek için Twin Oak Ridge’e bağlanan küçük bir adada Berryessa Gölüne gittil Saat 18:20 civarlarında onlara doğru, güneş gözlüğü takan, yüzü kapalı bir adam yaklaştı. Üzerinde mektuplarından imza olarak kullandığı  Zodiac katilinin simgesi olan yuvarlak daire içerisine yerleştirilmiş + sembolü vardı. Çifte silahını doğrultarak hapishaneden kaçtığını, Meksika’ya gitmek için araba ve paralarına ihtiyacı olduğunu söyledi. Cebinden daha önce kesip hazırladığı çamaşır ipini çıkartıp Cecelia’ya vererek erkek arkadaşını bağlamasını istedi. Gevşek bağladığını gören katil, sinirlenerek sert bir tonda ipleri daha da sıkıştırmasını söyledi. Ardından Cecelia’nın arkasına geçerek onu da bağladı. Olayın başta basit bir hırsızlık olduğunu düşünen çift çok geçmeden sırtlarına bıçak darbeleri almaya başladı. Bryan altı, Cecelia ise on bıçak darbesi almıştı.  

Yerde yaralı ve baygın yatan çiftin öldüğünü düşünerek bırakan katil, arabalarına doğru giderek cebinden çıkardığı siyah keçeli bir kalem ile daha önceki cinayetlerini ve imzasını içeren bir not yazarak oradan uzaklaştı. Yakınlarda balık tutan bir baba ve oğlu çığlık seslerini duyarak bekçilerle iletişime geçip durumu anlattı. Cecelia’nın bilinci henüz yerindeydi ve bir süre sonra haberi alıp olay yerine gelen polislere saldırganın detaylı bir tanımını verebildi. Ne yazık ki hastaneye kaldırılırken komaya giren Cecelia iki gün sonra öldü. Bryan ise hayatta kalmayı başarmıştı. Katil ise yine o gün ankesörlü telefondan 19:40’ta polisi arayarak çifte cinayet işlediğini ihbar etti. Ama henüz ölmediklerini bilmiyordu. 

Paul Stine (29 yaşında) 

İki hafta sonra, 11 Ekim 1969’da akşam saat 21:40 civarlarında beyaz bir erkek yolcu, San Francisco’daki Mason ve Geary Caddelerinin kesiştiği noktada (Union Square’in bir blok batısında) Paul Stine tarafından sürülen taksiye binerek Washington ve Maple caddelerine götürülmeyi talep etti. Bilinmeyen nedenlerle Paul Maple’i bir blok geçerek Cherry caddesine gitti ve taksiyi durdurdu. Arka koltukta oturan katil cebinden silahını çıkararak Paul’u başından vurup yaşamına son verdi. Cebinden çıkardığı bıçak ile taksi şoförünün kanlar içinde kalan gömleğinden bir parça kesti ve oradan uzaklaştı. Bu sırada bağrışmaları duyup pencereye çıkan 3 genç cinayeti gördü ve hemen polisi aradı. Fakat verdikleri ifadede gecenin yanılgısına düşerek katilin siyahi bir adam olduğunu söylemişlerdi ve bu hataları sayesinde katil polislerden kaçabilecekti. Polisler hemen olay yerine geldi ve olay yerinde kanıt toplamaya başladılar. O sırada devriye arabası gezerek katili arıyor gördükleri kişilere şüpheli bir siyahi görüp görmediklerini soruyordu. Yine durdurdukları bir kişiye tüm Amerika’nın aradığı katil Zodiac olduğunu bilmeden şüpheli bir siyahi görüp görmediğini sordu. Zodiac beyaz tenli bir insan olduğu için ondan şüphelenmemişlerdi ve onlara katilin elinde bir silah ve sopa gördüğünü, koşarak farklı bir istikamete doğru gittiğini söyledi. Paul Stine cinayetinin klasik bir soygun olduğuna ve işlerin ters gittiği için cinayete dönüştüğüne inanılıyordu. Üç genç tanık, Paul’un katilinin karma bir taslağını hazırlamak için bir polis ressamıyla birlikte çalıştı; birkaç gün sonra, bu polis sanatçısı tanıklarla birlikte çalışarak ikinci bir karma eskiz hazırlamak için geri döndü. Davaya Dedektifler Bill Armstrong ve Dave Toschi atandı. San Francisco Polis Departmanı, bir yıl boyunca tahminen 2.500 şüpheliyi soruşturmuştur.  

Olaydan 3 gün sonra 14 Ekim’de San Francisco Chronicle gazetesi Zodiac’tan Paul Stine cinayetini üstlendiği ve kanıtlamak için gömleğinden gelen kanlı bir kumaş parçası içeren bir mektup aldı. “Zodiac konuşuyor, taksi şoförünün katili benim. Parkı iyi kontrol etselerdi polis o gece beni yakalayabilirdi. Ama bunun yerine gürültülü motosikletleri ile aptalca sokak yarışları düzenlediler. Polis arabası sürücüleri sadece arabalarını park edip sessizce oturup benim sığınağımdan çıkmamı beklemek zorunda kaldılar. Gençler size telefonda güzel bilgiler verdi. Sanırım bir sabah okul otobüsüne saldıracağım ve bütün çocukları vuracağım.” 

8 Kasım 1969’da Chronicle gazetesine 340 karakterden oluşan şifreli yeni bir mektup geldi. Ertesi günde 7 sayfalık yeni bir mektup aldılar ve Zodac’ın isteğine göre o mektuptan bir kısım gazetede yayınlandı. Mektubun bir kısmında polise daha önce bu kadar yakın olmadığını ve “hey domuzlar sizin kıçınızı bu kadar çok tekmelemem sizi rahatsız etmiyor mu?” yazıyordu. 

1970 Yılına gelindiğinde Zodiac’ın araştırılmasını ve bulunmasını zorlaştıracak taklitçi katiller türemeye başlamıştı. Üstelik Zodiac kimi zaman bu suçları üzerine alıyordu. California halkı işlenen her suçun arkasında Zodiac’ın olduğunu düşünüyorlardı ve panik içerisindeydiler. Zodiac yine polislerle mektuplaşmaya ve onlara kartpostal göndermeye devam etti. 20 Nisan 1970 tarihinde bir mektupta Zodiac: “Benim adım…….” ve ardından bugüne kadar çözülememiş 13 karakterlik bir şifre yazdı. Mektubun devamında yakın zamanda San Francisco’daki bombalanan polis karakolundan sorumlu olmadığını, yine de bir çocuk öldürmektense bir polis öldürmeyi daha çok isteyeceğini çünkü polisin ona karşılık verebileceğini yazdı ve bir okul otobüsünü havaya uçurmak için kullanacağını iddia ettiği bir diyagramı paylaştı altına ise şöyle yazdı: “= 10, SFPD = 0. 

28 Nisan 1970’te Chronicle gazetesi, üzerinde umarım patlama gerçekleştiğinde eğlenirsiniz yazan bir kart aldı. Metnin sonunda ise Zodyak’ın klasik imzası olan haçlı bir daire vardı. Kartpostal arka yüzünde gazetenin mesajını tam olarak yayınlamaması halinde Zodiac’ın okul otobüsünü havaya uçurmak ile tehdit ettiği bir metin yazıyordu. Ayrıca insanların Zodiac sembolü olan broşürler takmaya başlamasını da istemişti. Yaklaşık bir ay sonra Zodiac gazeteye tekrar bir mektup gönderdi ve burada kimsenin sembolüyle rozet takmadığı için çok üzüldüğünü söyledi. Ayrıca polis olan Richard Reddit’in kendisi tarafından öldürüldüğünü de mektupta itiraf etmişti. 19 Haziran’da bu polis, arabasında belgelerle çalışırken başından vurulmuştu. San Francisco Polis Departmanı yetkilileri ise Zodiac’ın polis memurunun öldürülmesi hakkındaki itiraflarını yalanlamıştı. Ayrıca bir süre sonra bu işlenen suçtan dolayı siyahi bir adam yakalanıp tutuklanmıştı. Bu yaşanan polis cinayeti olayıyla Zodiac’ın işlemediği, başka cinayetleri de üstüne aldığı polisler tarafından bu yolla kanıtlandı. Polisler her geçen gün ünü artan Zodiac tarafından yazıldığı iddia edilen asılsız mektuplar almaya devam etti. Zodiac ise yazdığı bir mektubunda 37 cinayet işlediğini ancak polisin bunlardan 7 tanesini bulabildiğini itiraf etti. Kuvvetli şüpheliler olmasına rağmen Zodiac hiçbir zaman yakalanmadı ve korkunç bir efsane olarak tarihteki yerini aldı. Peki siz bu gizemli katil için ne düşünüyorsunuz ?