Bugün sana, hepimizin içinde bulunan; rengi, kokusu, tadı olmayan ama varlığını bir şekilde belirten duygularımızdan bahsedeceğim. Biz insanlar hayatta duygularımız ile varız. Mesela biri ile telefonda mesajlaşırken bile içimizde bulduğumuz duygu durumunu karşı tarafa “emojiler” ile ifade etmeye çalışırız ya da gün içinde bir atada bulunduğumu kişiler ile ses tonumuz, jest ve mimiklerimiz duygu aktarımı sağlarız. Okulda ilk öğrendiğimizi konulardan biridir duygular.

Duygular Nedir?

Duygunun tanımını yapacak olursak: Duygu, bireyin ruh hâlinde biyokimyasal (içsel) ve çevresel tesirlerle etkileşiminden doğan kompleks(anlaşılması zor) psikofizyolojik bir değişimdir. Yani duygular hem içsel hem de çevresel etkileşimle birlikte meydana geliyor. Bu konu ile ilgili bir sürü yazı, makale olsa da ben kısaca anlatmaktan yanayım.


Duyguların İsimleri Nelerdir?


Hem biliyor musunuz duygularımız bizim isimlendirdiğimizden de fazla. Adını bilmediğimiz ya da bilip yanlış isimlendirdiklerimiz bile var.
İnsan; korkmuş, üzülmüş, öfkeli, iğrenmiş, şaşkın, utangaç, coşkulu, mutlu, güçlü, huzurlu, gururlu, heyecanlı, kaygılı, bencil, suçlu, düşünceli, enerjik, çaresiz, kızgın, güzel, samimi, sevgi dolu ve adi burada geçmeyen birçok duygu hissedebilir.
Ve yine duygular o kadar çeşitli ve o kadar zengin ki, bunları tanımadan kendimizi tanımamız bir hayli güç.
Çünkü içindeki kaostan çıkamayan insan, dış dünyadaki kaos denizinde kaybolabilir.
Kendini tanıyamayan insan karşısındaki kişinin tepkisine, davranışlarına anlam veremediğinde ön yargı duvarını örer zihninde.
Bakın Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna kitabındaki şu alıntı tam da anlattıklarımı açıklıyor:


İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyor.


Heh işte aynen böyle. Ama tek bir farkla. Biz kendi varlığımızı bile tanımaktan kaçıyoruz.
Mesela bir ortamda biri ile tartıştın ve haklı olan sensin. Ancak karşındaki insan bunu kabul etmiyor ve aynı hareketleri sana karşı yapmaya devam ediyor.(üzgünsün) Ancak insan bir çok şeye üzülebilir. Üzüntünün de bir alt kategorileri vardır.

Duyguları Nasıl Duyarız?


Kişi ilk önce şunu sormalı kendine: ‘Ben neden üzülüyorum?’
Üzülüyorum çünkü suçlu, hissediyorum yahut üzülüyorum çünkü yalnız hissediyorum, sıkılmış hissediyorum, uyuşuk, acınası, sersem hissediyorum diyebilmeli ve seçebilmeli.
Peki hangisi? Eğer yalnız hissediyorsa izole/kopuk eğer sıkılmış hissediyorsa, hissiz/kayıtsız hissediyordur.
Duygularımızı tanımamız için şu şemayı inceleyebilirsin.


Duygularımızı bulup bunların bize ne hissettirdiğine bakıp isimlendirmek yapacağımız ilk iş. Ve şu da çok önemli ki, hissettiğimiz duygudan kaçmamak, onunla yüzleşmek belki de kendimize yapacağımız en büyük iyiliklerden biri…
Sadece biraz dikkatli ve yapıcı olursak bunu başarabiliriz.
Son olarak;
Tüm bu duyguların baş tacı ise bana göre sevgi ve saygı.
İçine sevgisizlik eken insanların toprağında genellikle kötü duygular yetişiyor, saygısızlık ile sulanan topraktan çıkan çiçek bile soluyor. Duygu toprağınız hep rengarenk çiçeklerle dolu olsun ve kulağınız duygularınızın sesinde olsun.
Huzurlu günler 🩵